KUŞADASI’NDA İMAR OYUNLARI
HÜSEYİN ASAR
İmar Oyununu Kuşadası Belediyesi Bozdu
Türkiye’de dış turizm hareketinin başkenti kabul edilen Kuşadası’nda İlçe Belediyesi dışında, Büyükşehir Belediyesi, merkezi yönetimin çeşitli bakanlıkları imar konusunda tasarrufta bulunuyor.
İşte bunlardan biri; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Kuşadası’nda tarım arazisi üzerine inşa edilen kaçak villalar için imar planı değişikliği yaptığı ortaya çıkmıştı. Kuşadası Belediyesi’nin itirazıyla bakanlık, Kuşadası halkı ve Kuşadası Belediyesi tarafından Uygun bulunmayan kararı geri çekerek imar planını iptal etti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Kirazlı Mahallesi’nde 9 bin 212,38 metrelik nitelikli tarım arazilerin olduğu bölgede yapılan imar planı değişikliğinde, Kuşadası Belediyesi tarafından yapılan itirazlar sonucunda iptal kararı aldı.
Bakanlığın 14 Eylül tarihinde yayımladığı duyuruda alan ile ilgili olarak “Sağlık Odaklı Tatil Köyü ve Teknik Altyapı Alanı-Trafo” kullanım kararlarının getirildiği planlar 30 gün süreyle askıya çıkarılmıştı. Bu süreçte Kuşadası Belediyesi kaçak yapıları yıkmıştı. Bakanlık, askı sürecinde Kuşadası Belediyesi tarafından yapılan itirazların uygunluğuna karar vererek imar planını iptal etti.
Yazının başında belirttiğimiz gibi imar işleri bizde oldukça sıkıntılı oluyor. Ülkemizde mevzuat hazretleri ışık hızıyla değişir, herkes onu kendi çıkarına kullanmak için kafa patlatır. Özellikle yerel yönetimlerin uygulamaları, merkezi yönetimin rant sağlayan düzenlemeleri kentleri olumsuz etkiler. İster küçük olsun ister büyük kentlerde imar çalışmaları çok katı görünse de uygulamalarında farklılıklar görülür.
Kentlerimiz 2. Dünya Savaşı sonrasında hızlı büyümektedir. Özellikle tarım toplumundan sanayi ve hizmet toplumuna geçiş en çok kentleri zorlamıştır. Buna bağlı olarak kentlerin yoğun göç alması ve sonuç olarak çarpık kentleşme sorunu ortaya çıkmıştır. Aynı kent içinde sağlıksız gecekondularda açlık seviyesinin altında yaşayanlar ile ultra lüks yaşayanları bir arada görmekteyiz. Yukarıda yazdığımız olayda olduğu gibi birinci sınıf tarım alanları yerel yönetimlerden habersiz bir bakanlık tarafından imara açılmak için uğraş verilebiliyor.
Konuya bireysel açıdan bakalım. Herhangi bir şehirde ev yaptırmak isterseniz bir dizi bürokratik işlemi yerine getirmeniz gerekiyor. Bu iş için inşaattan hiç anlamanız gerekmiyor. Ama işi bilen bir akrabanız veya dostunuz varsa iş değişir. Şehir planında herhangi bir yere ev yapmak isteğiniz ile oraya ev yapılmasının uygun görülmesi gerekiyor. Öncelikle yerel yönetimlere başvurmanız gerekir, prosedür böyle.
Ama siz kimseye danışmadan, altyapı olmasına bakmadan, hatta bir mimari projeniz bile olmadan arsanıza ev kondurabilirsiniz. Hatta o arsa size ait bile olmayabilir. Nasıl olsa üç beş yılda bir imar barışı veya imar affı adı altında af geliyor. Arsayı çok ucuza devletten alır, daha sonra ilgili kuruluşlarda elektrik, doğalgaz ve su gibi ihtiyaçlarınızı alırsınız. Ev sağlam değilmiş, projesi bile yokmuş, elektrik tesisatının topraklaması yokmuş, yolu yokmuş vs önemli değil. Hatta belediyeyi es geçip tarım bakanlığından, çevre ve şehircilik bakanlığından izin bile alabilirsiniz. Bu durumda belediye tamamen devre dışı kalabilir. Ama herkes bu iş için ilçe belediyelerini suçlar.
Olması gereken bulunduğunuz yerdeki belediyeye başvurmanız ve inşaat ruhsatı almanız. Ev yapacağınız yer bir site içerisinde ise paydaşlardan izin almanız gerekiyor. Ama kanunların boşluklarını iyi biliyorsanız, ilçe Belediyesi ile Büyükşehir Belediyesi arasındaki yetki karmaşasından faydalanmasını biliyorsanız her türlü zorluğu aşıp evinizi kolaylıkla yaparsınız. Eğer merkezi yönetimden dayınız varsa hiç sorun değil, ne yaparsanız yapın.
Sonuç olarak, ülkemizde imar konusu yerel yönetimlerin en sıkıntılı olduğu konudur.yetki karmaşası bu durumu daha da zorlaştırır. Öneli olan halk ile yerel yönetimin kent için doğru karar vermesi ve buna göre hareket etmesidir.
“Çevresel tehlikeler, artık yalnızca kuş meraklılarını ilgilendirmiyor, bu tehlikenin çanları hepimiz için çalıyor.” (Frank M. Potter)
HÜSEYİN ASAR