Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

78 KUŞAĞININ ÇIKAR EROZYONU

Hüseyin Asar

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra 1960’ların ortasına kadar tüm dünyada bebek doğum oranlarında büyük bir patlama yaşandı. Bu duruma “Bebek Patlaması” ismi veriliyor. Bu dönemde dünyaya gelen nesil hala hayatımızın birçok alanında söz sahibi durumdadır.


68 kuşağı ve 78 kuşağının büyük bölümü bu grupta yer almaktadır. Yıllar birbirini kovaladıkça bunlar gittikçe yaşlandılar ve nedense çevresiyle çatışır hale geldiler.
Özellikle 78 kuşağı elde ettiği bilgi birikimi ve deneyimi ile olaylara eleştirel açıdan baktıkları için genellikle basmakalıp bulunuyorlar. Üstelik bu kuşak eleştirel bakış açısına sahipken eleştiri kendilerine yönelince büyük direnç göstermeye başladı.
78 kuşağı genellikle kuralcı, çalışkan ve başarı odaklıdır. Ancak günümüzde teknolojiye uyum konusunda sorun yaşıyorlar. Nedense işlerine delicesine bağlıdırlar, çalışmaktan yorulmazlar, adeta çalışmak için yaşarlar. Kendilerinde dünyayı değiştirme ve toplumsal gelişmelerde söz hakkı bulurlar. Bu kuşakta anarşist ruhlu düşünceler yer alırken hippi düşünceye sahip önemli bir kesim vardır.


İşin ilginç tarafı, siyasi görüşleri gençliklerinde genellikle sol eğilimdeyken, yaşlandıkça sağ eğilimli ve çıkar odaklı görüşlere yakınlaşmaya başladılar.
78 kuşağı saflarında yetişmiş bilim insanlarına, tarihçilere, iktisatçılara, sosyal psikologlara, sanatçılara çokça rastlarız. Bu kuşağın kültürel birikimi çok değerlidir, siyasi tarihimizi aydınlatabilir, halka yön gösterebilir, bilimsel açıdan özgür düşünceyi yaygınlaştırabilir, elbette egolarından arınabilirlerse.
78 Kuşağının temsilcileri bir zamanlar onlarca yıllık hapis tehdidi ile “Tutsak” alınmak isteniyordu, bu kuşağının bilim insanları ve sanatçıları da üniversitelerde YÖK’ün, medyada ise yandaş plaza patronlarının kuşatması altında kaldılar. Bu kuşak çoğu kez hayalleri ile çıkarları arasında iklimde kaldı. Küçük bir kısmı direnç gösterse de önemli bir kısmı çıkar erozyonuna uğradı.


Hani derler ya, “Hayaller Paris, gerçekler Mogadişu.” İşte erozyona uğrayanların durumları böyle. Gerçek olan şu ki, hayal kurmak 78 kuşağına özgü en devrimci, en önemli, en gerekli ve insani özelliktir.
Günümüzde 78 kuşağının yapması gereken en önemli iş sağlam bir öz eleştiridir. Bunu yapabilirlerse yalnız 78 kuşağı kazançlı çıkmayacak, bundan sonra gelecek devrimci kuşaklar da bu özeleştiriden büyük yararlar sağlayacaktır.
Elbette 78 kuşağı başta olmak üzere her devrimci hareketi temsil edenler, kendi ağzlarından, kendi zayıflıkları ve hataları hakkında yapay olmayan, içtenlikli bir şekilde ve devrimci cesaretle konuşmalıdır. Gösterilebilecek bu cesaret 78 kuşağının tarihsel haklılığını herkese gösterecektir. Aksi durumda çıkar erozyonu ile yok olup gidecektir.
İşin özü, 78 kuşağından söz ediyorsak, en önemli felsefe anti-faşizmdir, çıkar için şekilden şekile, renkten renge girmek değildir. Mücadele ölene kadar devam eder.
“Yiğitlik intikаm аlmаklа değil, tаhаmmül göstermektedir.” (Williаm Shаkespeаre)