İSTANBUL’DA YER ADLARI A-İ
CELAL KÜÇÜK
-
AĞVA: Karadeniz kıyışanda köy. Aslı “Ak Ova” dır.
-
AHIM ŞAHIM SOK: Şişhane. Evliya Çelebi’nin mezarı bu sokaktaydı (Meyyitzade mezarlığı). Haliç’e baktığından “Ahım şahım” bir manzaraya sahip olmasından
-
AHIRKAPI: Topkapı Sarayı’nın ahırlarına açılan kapı
-
AKARETLER: Akar; kira getiren mülk, Akarat mülkler. Akaretler bir kez daha çoğul yapılmıştır. Abdülaziz’in Taşlık’ta yaptırdığı caminin masraflarını karşılamak için, mimar Sarkis Balyan tarafından inşa edilmiş olan evler. Sultan’ın cami projesi tamamlanamamıştır.
-
AKSARAY: Fatih İstanbul’un nüfusunu müslümanlaştırırken bugünkü Aksaray ilinden insanların nakledildiği yer.
-
ALTI POĞAÇA SOK: Burada oturan Fatih. Ahmet Efendi adlı biri her gün fırında değil de güneşte pişirdiği 6 poğaçayı Sultan 2. Beyazıt’a (16.yy) götürürmüş.
-
ALTUNİZADE: Dolmabahçe Sarayı’nda saray emiri olan Altunizade İsmail Zühtü Paşa’nın adına yaptırdığı cami (1850) buradadır.
-
ALYON SOK: Beyoğlu. Bir zamanlar “Alyon kadar zengin” deyimine adını vermiş olan Levantenlerden Antuan Alyon burada otururdu.
-
ARAP OĞLANI SOK: Konaklarda çalıştırılan siyahilere “Arap oğlanı” denirdi. Burada bunlardan biri oturmuş olmalı.
-
ARNAVUTKÖY: Fatih Arnavutluk’u fethettikten sonra beraberinde getirdiği Arnavutları Boğaziçi’ndeki bu semte yerleştirmişti.
-
ASAMALIMESCİT: Beyazıt zamanında Kasımpaşa kalafatçılarından (gemilerde izolasyon yapanlar) Yusuf Ağa’nın asmalarla kaplı mescidinden
-
AŞİYAN: “Kuş Yuvası” demektir. Tevfik Fikret’in planlarını kendisinin çizdiği evine verdiği addır. Bu ev şimdi müzedir.
-
ATİKALİ:Beyazıd’ın sadrazamı Atik Ali Paşa’nın adından
-
ATLI ASES SOK: Beyoğlu. Ases, gece bekçisi demektir.
-
AVRAT PAZARI: Cerrahpaşa. Satıcıları ve alıcıları çoğunlukla kadın olan pazar yeri
-
AYAZAĞA: Ayaz, örnek hizmetkar demektir. Zamanının yeniçeri kethudası (İçişleri Bakanı) olan Ayazağa’nın köşkü burada idi.
-
AYRILIK ÇEŞMESİ: İstanbullu Hacı adayları burada vedalaşıp yola çıkarlardı.
-
AYVANSARAY: Eyvanlı Saray
-
AZAPKAPI: Azep-Bekar demek, bekar deniz erlerinin kışlası buradaydı
-
BABI ALİ: Yüce kapı, Sadrazam Saraylarına denirdi. Devlet Kapısı anlamındadır. Büyük gazeteler bu semtte olduğundan basın anlamında da kullanılırdı.
-
BAĞDAT CADDESİ: 4.Murad’ın Bağdat Seferine (1638) başladığı Haydarpaşa Çayırı’nın devamı olan caddedir. Bağdat Yolu İstanbul’u Anadolu’ya bağlardı. Şimdi CADDE olarak anılmaktadır.
-
BAHARİYE: Kadıköy. Bahar giysileri içerisindeki Osmanlılar bahar eğlencelerini, piknik ve Hıdrellez törenlerini burada yaparlardı.
-
BAKIRKÖY: Grekçe MAKRİKÖY-“Uzun Köy ”den. Eski Rum yerleşim yeri.
-
BALAT: Grekçe “Palation”- Saray, zamanla Balat olmuştur.
-
BALMUMCU: 19.yy.da bir girişimcinin kurduğu balmumu üretim yeri.
-
BEBEK: Fatih döneminde bebek yüzlü yeniçeri ağası Mehmet Çelebi’den gelir.
-
BELGRAT ORMANI: Kanuni Sultan Süleyman (1521) Belgrat seferinden dönerken getirdiği Sırp esirleri bu bölgeye yerleştirmişti.
-
BEREÇ: Eyüp. Adını buradaki özel Bereç pil fabrikasından alır.
-
BEŞİKTAŞ: Hz. İsa’nın vaftiz edildiği beşik şeklindeki taşın buradaki Aya Menas kilisesinde olduğuna inanılırdı. Rumlar buraya TAŞ BEŞİK derlerdi. İkinci varsayım, Barbaros Hayrettin Paşa gemilerini sahildeki beş taşa bağlardı.
-
BEYKOZ: Farsça ’da Koz, Köy demektir. Beyin Köyü BEYKOZ olmuştur.
-
BEYLERBEYİ: Murat (16.yy) devrinin öldürücü lakaplı Rumeli Beylerbeyi Mehmet Paşa’nın köşkü buradaydı.
-
BEYOĞLU: Fatih zamanında Venedik Doçu’nun oğlunun burada bir köşkü vardı. “Bey’in Oğlunun Yeri”
-
BEZMİ ALEM: Sultan 2. Mahmut’un eşi, Abdülmecit’in anası Bezmi alem Valide Sultan’dan gelir. Alemlerin, dünyanın meclisi anlamındadır.
-
BOMONTİ: İtalyan Bomonti kardeşler Türkiye’nin ilk bira fabrikasını burada kurmuşlardı (1902).
-
CADDEBOSTAN: Cadı Bostanı idi. O zamanlar burada ağaçlar arkasına, bostanlar arasına saklanmış soyguncular geçenlere korku salmışlardı.
-
CAĞALOĞLU: Esir alınan İtalyan Alfonso Cegalo sarayda yetiştirilir, Yusuf Sinan adıyla sadrazam olur. Köşkü buradaydı, Cegalo zamanla Cağaloğlu olur.
-
CANKURTARAN: Fatih’in Topçu Başı Seyyit Hasan Ağa Fetih zamanında çok can kurtarmıştı. Burada adına bir cami yaptırmıştı.
-
CİBALİ: Cebe Ali’nin türbesi burada idi. Cebe su geçirmez cepkene denir. Karakolu tiyatro oyununa konu olmuştur.
-
CİHANNÜMA: Beşiktaş. “Cihana Bakan Pencere”, Boğaziçi’ni panoramik gördüğünden.
-
ÇAĞLAYAN: Buradaki Çağlayan Kasrı’ndan çağlayan halinde sular akardı.
-
ÇAPA: Osmanlıların çapa, kanca gibi araçlar yapan atelyeleri buradaydı.
-
ÇARŞAMBA: Samsun Çarşamba’dan getirilen Müslümanlar buraya yerleştirilmişti.
-
ÇATALCA: Çatal Dağı’ndan
-
ÇEMENZAR: Çimenlik yer.
-
ÇENGELKÖY: Kaptanı Derya Çengeloğlu Tahir Paşa’nın (19.yy) yalısı burada idi.
-
ÇIRAĞAN: Abdülaziz (1870 ler) saray yapmadan önce burada yeşil alanda “ÇERAĞ” eğlenceleri yapılırdı. Saray’a da bu ad verilir.
-
ÇİFTEHAVUZLAR: 1912 yılında Belediye Başkanı Cemil Topuzlu Paşa’nın iki havuzlu köşkü buradaydı.
-
DİVANYOLU: Sadrazam, vezirler ve diğer görevliler bu yoldan geçerek Topkapı Sarayı’ndaki Divan’a giderlerdi.
-
DRAGOS: Bizans soylusu Dragos’un burada bir sarayı vardı.
-
DRAMAN: Dragoman tercüman demektir. Ünlü dragoman Yunus Paşa’nın (16 yy.) konağından gelir.
-
DUDULLU: Fatih zamanında Dudullu aşiretine verilmiş arazilerdi.
-
EĞRİKAPI: Fetihten sonra Eğirdir’den getirilenlerin yerleştirildikleri yer.
-
EMİNÖNÜ: İstanbul Belediye başkanı olan Şehremini’nin ahşap konağı buradaydı
-
EMİRGAN: 4.Murat (17.yy) İran seferinden dönerken İran emirlerinden Emir Güne Bey’e buraları hediye etmişti.
-
ERENKÖY: Buralarda yaşamış Eren Baba’ dan
-
ESE KAPISI: İstanbul Surlarında, Bizanslıların “İSA Kapısının değişmiş halidir.
-
ETHEM EFENDİ: Özbekler Dergahı Şeyhi Ethem Efendi’den gelir. Cenazesi Missouri savaş gemisiyle Türkiye’ye getirilen (1946) Washington büyükelçisi Münir Ertegün’ün dedesi, ve onun oğlu olan Ahmet Ertegün’ün büyük dedesidir.
-
ETİLER: 1954 yılında Etibank’ın burada yaptırdığı Etibank evlerinden
-
FENERBAHÇE: Deniz Feneri’nin olduğu yere Rumlar FENERAKİ derlerdi. Aslı “Fener Bahçesi” idi.
-
FERİDİYE: Farsça “Ferid” eşsiz, üstün demektir.
-
FERİKÖY: Feri’nin Köyü. Abdülaziz döneminde Madam Feri buraları devlete bağışlar.
-
FEVZİPAŞA: Mareşal Fevzi Çakmak’ın adını taşır.
-
FINDIKZADE: 18.yy’da yaşamış “Fındıkzade İbrahim Efendi” den.
-
FLORYA: Kanuni’nin Baş defterdarı İskender Çelebi’nin (16.yy) Arnavutluk’ta doğduğu FLORİNA şehrinden…
-
GAZİOSMANPAŞA: Osmanlı Rus savaşında(1872), Plevne gazisi Osman Paşa’dan.
-
GELENBEVİ: Matematikçi Gelenbeli (Manisa) İsmail Efendi’den gelir.
-
GÖZTEPE: Fetih öncesi Gözcü baba denilen bir ermiş buradan Bizans’ı gözler, bilgileri Türk akıncılarına verirdi.
-
GUREBA: Garipler, düşkünler için yapılmış hastaneden.
-
HABİPLER: Sevgililer. Arapça Habip sevgili, sevilen kişi demektir.
-
HACI HÜSREV: Fetih’te Dolmabahçe’den Kasımpaşa’ya teknelerin indirilmesinde teknelerin kızakları yağlayan kişinin adı.
-
HALKALI: Evliya Çelebi’ye göre, buradaki üstünde halka sallanan bir çeşmeden gelir.
-
HALLACI MANSUR SOK: yy’da yaşamış İranlı Sufi yazarın adıdır.
-
HAMİDİYE CAD: 1.Abdülhamit’in (1725-1789) türbesi buradadır.
-
HAMURSUZ SOK: Üsküdar. Musevilerin sinagoglarından biri buradadır.
-
HARBİYE: Abdülmecit’in yaptırdığı (1846) harp okulu binası ve kışlası buradadır. Askerler Alman Von der GOLTZ Paşa tarafından yetiştirilirdi. Ek binası “Askeri Müze’dir. Yanındaki Ermeni mezarlığı üzerine 1949 yılında “İstanbul Radyosu” yapılmıştır.
-
HASANPAŞA: Kadıköy. 2.Abdülhamit’in Kaptanı Deryası Hasan Hüsnü Paşa 1901’de cami yaptırınca, buralara Hasanpaşa Köyü denir.
-
HAYDARPAŞA: 3. Selim (1761-1808) kendi adına yaptırdığı Selimiye Kışlası’na katkılarından dolayı Haydar Paşa’nın adını buralara verir. İstasyon binası 1908’de iki Alman mimar tarafından yapılır. İstanbul-Bağdat demiryolunun başlangıç noktasıdır.
-
İCADİYE: Yeni icat edilmiş bir basma türü ilk olarak buralarda imal edildiğinden.
-
İMRAHOR: Sultanların at ahırlarından sorumlu kişi, 2. Beyazıt’ın (1447-1512) İmrahoru İlyas Bey burada otururdu.
-
İSKENDERPAŞA: Beyazıt’ın Sadrazamıdır. Burada adına bir cami yaptırmıştı.
-
İSTİNYE: Aslı Sosthenion’dur. Sos-Athenion “Güçlü Tanrıça Athena’nın güvenli limanı” anlamındadır. Arganotlar burada yardım almışlardı.