EGE ADALARINI VE ONİKİ ADA’YI NASIL KAYBETTİK (2)
• 1911’e kadar Ege Adaları, Osmanlı ile Yunanistan arasında az çok dengeli bir şekilde bölüşülmüştü. Batı ve Güney adalar Yunanistan’ın, Doğu ve Kuzey Ege Adaları da Osmanlı egemenliği altındaydı. Ancak bu denge önce 1911-1912 Türk-İtalyan savaşında, sonra da 1912-1913 Balkan Savaşlarında bozulur.
• Fransa 1830’da Cezayir’i, 1881’de Tunus’u, İngiltere de 1882’de Mısır’ı, işgal etmişti. İtalya’nın 1900’de Fransa ile yaptığı gizli antlaşmaya göre, Fransa Fas’ı işgal ederse, İtalya da Trablusgarp’ı işgal edecekti.
• 1911’de Fransız ordusu Fas’a girer bu durum İtalya kamuoyunda büyük bir öfke yaratır. Küresel bir güç olmak çabasında olan İtalya, Osmanlı idaresi altındaki önce Trablusgarp’ı, ardından da Rodos ve 12 Adaları işgal eder. Osmanlının buna karşı koyacak gücü yoktu. Sadece, aralarında Mustafa Kemal ve Enver Bey’lerin de olduğu bazı subaylar Libya’daki mahalli güçleri İtalyan işgaline karşı örgütlemek amacıyla bölgeye giderler.
• 1911 Yunanistan da, başta Midilli olmak üzere Doğu Ege adalarını işgal eder. Osmanlı denizden İtalya ve Yunanistan tarafından kuşatılmış olur.
• 1912 (18 Ekim) Osmanlı ile İtalya, Lozan’ın Ouchi (Uşi) semtinde bir antlaşma imzalarlar. Buna göre “Osmanlı’nın Trablusgarp ve Bingazi’deki asker ve sivil memurlarını çekmesine karşılık İtalya da Rodos ve 12 Adaları Osmanlıya bırakacaktır.
Sonrasında İtalyanlar, Osmanlı askerinin Trablusgarp’tan çekilmediğini ileri sürerek adalardan çıkmazlar. Balkan Savaşı çıkınca, Yunanistan’ın bu adaları işgal etme tehlikesi belirir. Oniki Adaların olası Yunanistan işgalini engellemek için, Yunanistan ile Osmanlı Devleti arasında bir barış antlaşması imzalanana kadar, Oniki Adaların İtalyan işgalinde kalması kararlaştırılır.
• 1912 (20 Aralık) Yunanistan da Bozcaada, Limni, Taşoz, İmroz (Gökçeada). Bozbaba, Semadirek, İpsara. Ahikerya, Sakız ve Midilli adalarını ele geçirir.
• 1913 (17 0cak) İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı’ya nota vererek Rumeli topraklarının Balkan devletlerine terkini ve adaların geleceğinin tayininin de kendilerine bırakılmasını, aksi halde savaşa devam edeceklerini bildirirler.
• 1913 (14 Mart): Yunanistan, Meis adasını ve özerk statüdeki Sisam (Samos) adasını işgal eder. İtalya Meis’in işgalini kendi çıkarlarına bir saldırı olarak değerlendirir.
• 1913 (30 Mayıs) Balkan Savaşı’nın bitirilmesi için Londra’da yapılan antlaşmayla Girit Adası Yunanistan’a verilir.
• 1913 (14 Kasım) 2. Balkan Savaşı sonunda Atina Antlaşmasıyla, Ege Adalarının geleceği için büyük devletlerin karar vermesi kabul edilir. (Avusturya-Macaristan, Almanya, İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya)
• Osmanlı hükümeti, Yunanistan ile görüşmelere başlar. Buna göre Yunanistan Oniki Ada’dan bazılarının kendisine verilmesi karşılığında işgal ettiği diğer adaları iade edecektir. Görüşmeler sürerken 1. Dünya Savaşı (1914-1918) başlar.
• 1913 (23 Aralık) Osmanlı, büyük devletlere Anadolu kıyılarına yakın Midilli ve Sakız gibi adaları Yunanistan’a bırakmayacağını bildirir. Büyük devletler, buna karşı çıkarlar.
• 1914 (14 Şubat) Londra’da büyük devletlerin büyükelçileri toplanır. Burada alınan kararla Meis Adası hariç 12 Ada İtalya’ya, İmroz (Gökçeada) ve Bozcaada dışındaki bütün Ege Adaları Yunanistan’a verilir. Karara göre Yunanistan’a bırakılan adalar “Ne deniz üssü ne de askeri” amaçlar için kullanılamayacaktır. Yunanistan bu şartları onaylar.
• 1914 (15 Şubat) Osmanlı büyük devletlere bir nota gönderir, durumu kabul etmeyeceğini bildirir. Bu sonuçsuz kalır.
• 1914 (28 Temmuz) 1.Dünya Savaşı çıkar, İtalya ile Osmanlı çatışırlar. İtalya Uşi antlaşmasının şartlarını yerine getirmez. Ege Adaları fiilen Yunanistan’da ve İtalya’da kalır. Türkiye’nin elinde ise sadece Gökçeada, Bozcaada ve Meis vardır.
• 1915 (26 Nisan) Londra’da yapılan antlaşmayla İtilaf devletleri, İtalya’nın savaşa katılması karşılığında İtalya’ya Rodos, Oniki Ada ve Antalya’yı teklif ederler. İtalya bundan sonra Rodos ve Meis adalarına çok önem verir, Antalya’yı işgal etmek için askeri çıkartmasını buralardan yapacaktır.
• 1915 (22 Ağustos) İtalya Osmanlı Devleti’ne savaş ilan eder. Uşi Antlaşması’nın yükümlülüklerini feshettiğini ve Rodos ile Oniki Ada’dan çekilmeyeceğini açıklar.
• 1915 (30 Aralık): Bu kez Fransa, Meis adasını işgal eder. İtalyanlar çekilirler.
• 1918 (30 Ekim) Osmanlı bir Kuzey Ege Adası olan Limni limanında bir teslimiyet belgesi olan Mondros Antlaşmasını imzalar.
• 1919 (18 Ocak) Paris Barış Konferansında, Batı Anadolu’nun Yunanistan’a verilmesini kararlaştırılınca Yunanistan Başbakanı Venizelos, Rodos ve Oniki Ada’nın da kendilerine verilmesini ister. Gerekçesi de Osmanlı Devleti’nin daima savunduğu, adaların Anadolu’nun ayrılmaz parçaları olduğudur, çünkü artık Anadolu onların olacaktır.
• 1919 (15 Mayıs) İngiliz destekli Yunan Ordusu İzmir’i işgal eder (İzmir önceleri İtalyanlara vaat edilmişti.)
• 1920 (10 Ağustos) Sevr Antlaşması’nın 84. Maddesi’ne göre Türkler, Gökçeada Bozcaada’yı Yunanistan’a verecektir, ama Sevr Antlaşması yürürlüğe girmeyince bu gerçekleşmez. Sevr’in 122. Maddesi’ne göre ise Türkiye, İtalyan işgali altında bulunan ada ve adacıklar üzerindeki bütün haklarından vazgeçecektir.
• 1920 (10 Ağustos) İtalya’nın Paris Büyükelçisi Bonin ile Yunan Başbakanı Venizelos anlaşırlar. Buna göre Rodos ve Meis dışındaki oniki adalar Yunanistan’a bırakılacak. Anlaşma Sevr’in yürürlüğe girmesinden sonra geçerli olacaktı. Fakat Sevr Antiaşması yürürlüğe girmediği için İtalya adalardaki işgalini sürdürür.
• 1921 (1 Mart 1921) İtalya, Meis’i Fransa’dan devralır.
• 1922 (8 Ekim) İtalya, Yunanistan’ın Türkiye tarafından yenilgiye uğratılması üzerine Bonin-Venizelos Anlaşması’nı feshettiğini ve adaların İtalya’ya ait olduğunu açıklar. Bu aslında Londra Antiaşması ile Yunanistan’a devredilen Girit hariç Osmanlı Devleti’nin adalar üzerindeki egemenlik haklarının kaldırılmamış olduğu anlamına gelir.
• 1923 (24 Temmuz) Lozan Antlaşması’yla Gökçeada, Bozcaada, Tavşan Adası, Eşek Adası gibi adaları Türkiye alır. Bu adalar Boğazlar ve İstanbul için hayati önem taşıyordu. Anadolu sahillerine üç milden az uzaklıkta bulunan adalar ve adacıklar da Türkiye’ye verilir. Lozan Antiaşması’yla Yunanistan Anadolu kıyılarına yakın adaları askerden arındıracak ve bu adalarda askeri üsler kuramayacaktır.
• 1924 (11 Ocak) İtalya Lozan Antlaşmasını onaylar. Rodos, Oniki Ada ve Meis’i “Isole italiane dell’Egeo” (İtalyan Ege adaları) adıyla idari bir birlik haline getirerek topraklarına katar.
• 1924 (Nisan): İtalyanların Meis’e asker ve silah yığmaları Türkiye’yi ciddi endişelendirir. Oniki adalar üzerinden ve Meis üzeinden bir İtalyan işgalinden korkmaya başlar. Kıyılarımızın belli yerlerine toplar yerleştirilir. Yeni Cumhuriyet, Musul nedeniyle Güneydoğu’ya asker yığmış, hem Doğu’da Şeyh Sait isyanı hem de adalardan gelecek bir işgalle uğraşmaya başlar. İtalyan başbakanı Mussolini yeni Türkiye’nin hemen yıkılabileceğini söyler. İtalyanlar Anadolu’yu nasıl işgal edeceklerini yazmaya başlarlar. Roma’da öğrenciler Türk Elçiliği önünde Antalya İtalyanlarındır diye gösteri yaparlar.
• 1925 İtalya’da çıkarılan bir yasayla adalar halkı İtalyan vatandaşı sayılır.
• 1926 Mussolini İtalyan Genelkurmayını toplar ve Türkiye’ye saldırı kararı alır ama bu İngiltere tarafından red edilir.
• 1932 (4 Ocak) Türkiye ile İtalya uzun pazarlıklardan sonra 7 maddelik bir antlaşma imzalar. Bununla Bodrum körfezindeki Karaada Türklere Meis adasına bağlı 30 adacıktan ve kayalıktan 19’u Türkiye’ye, 11’i İtalya’ya bırakılır.
• 1934: Türkler Ege kıyılarında manevralar yaparlar. İtalyan istihbaratına göre Türkler belli yerlere 150.000’den fazla asker yığmıştır.
• 1939 (7 Nisan) Yayılmacı politika izleyen Mussolini Arnavutluk’u işgal eder. Türkiye bundan sonraki adımın Ege kıyılarımız ve Antalya olacağını tartışmaya başlar.
• 1939 (1 Eylül) 2. Dünya Savaşı başlar. İtalya Almanya tarafında yer alır. Türkiye, bir İtalyan saldırısında İngiltere ve Fransa ile yardımlaşma sözünü alır.
• 1939 (19 Ekim) Türkiye Ankara’da İngiltere ve Fransa ile askeri yardımlaşma antlaşmasını imzalar.
• 1940 (28 Ekim) İtalya Arnavutluk üzerinden Yunanistan’a saldırır. Ama Yunanlar tarafından püskürtülürler.
• 1941 (27 Nisan) Yunanistan bu kez Alman işgaline uğrar. Alman askerleri Atina’ya girerler. Sonrasında Ege’de Yunan adalarını işgal ederler. Türkiye artık hem Trakya’dan hem de Ege kıyılarından Almanlar tarafından kuşatılmıştır. Seferberlik ilan edilir. Trakya ile Ege kıyılarımıza askeri takviye yapılır.
• 1941 İngilizler Oniki adayı ve Meis’i ele geçirmek için adalardaki İtalyan askeri tesisleri bombalarlar. Kaş’a da mermiler düşer, zarar verir.
• 1941 (Mayıs): Almanlar Limni, Midilli, Girit ve çevre adaları işgal eder. Böylece Oniki Adalar İtalyan, diğer Ege Adaları Alman kontrolündedir artık.
• 1942 (15 Mart): İngiliz uçağı yanlışlıkla (?) İtalyan işgalindeki Rodos yerine Milas’ı vurur (Bunun yanlışlık değil de Türkiye’yi uyarma olduğu tartışılır)
• 1943 (8 Eylül) İngiltere ile ABD İtalya’nın kayıtsız şartsız teslim olması gerektiğini ilan ederler.
• 1943 (8 Eylül) New York’ta toplanan 12 Ada temsilcileri Yunanistan’la birleşmek istediklerini açıklarlar. Yunanistan bu adaları Dodecanese adıyla bir idari bölüm halinde topraklarına katar. 35 yıl İtalyan vatandaşı olan Oniki Ada Türkleri ya Yunan vatandaşlığına geçer veya topraklarını terketmek durumunda kalırlar.
• 1944 (Ekim): İngiliz Churchill ve Rus Stalin Boğazlarımızın geleceği için Moskova ‘da buluşurlar.
• 1945 (Mart): Rusya 1925 yılında Türkiye ile imzalanmış ve süresi dolacak “Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması”nı yenilemeyeceğini açıklar.
• 1945 (7 Mayıs): Almanya silah bırakarak 2. Dünya Savaşını sonlandırır. İngiltere adaları Almanlardan teslim alır ve askeri yönetim kurar.
• 1945 (Haziran): Rusya, Kars ve Ardahan’ın Ruslara ait olması gerektiğini ve ayrıca Boğazlar ’da Rusların da hakkı olduğunu, bu konuyu Türkiye ile ikili görüşmelerle çözmek istediğini açıklar. Bu tehdit karşısında Türkiye Oniki Ada konusunu artık kapatır.
• 1945 (Temmuz): Potsdam Konferansında İngiltere ve ABD Ruslara karşı çıkarak Boğazların Uluslararası bir konu olduğunu belirtirler. Sonrasında ABD Başkanı Truman “Sovyetleri şımartmaktan yoruldum” der. (I’m tired of Babying them)
• 1945 (Kasım): Cumhurbaşkanı İnönü TBMM açılışında açıklar: “Açıkça söyleriz ki; Türk topraklarından ve haklarından kimseye verilecek bir borcumuz mevcut değildir” der.
• 1946 (Mart): Sovyet Rusya bu kez gemileri için Oniki Adalar üzerinde üs ister.
• 1946 (Nisan): ABD, Sovyetlere karşı Türkiye’nin yanında olduğunun göstergesi olarak ölen Türkiye’nin ABD elçisi Münir Ertegün’ün cenazesini Missouri zırhlı gemisiyle gönderir.
• 1946 (Haziran): İngiltere ve ABD Meis dahil Oniki Ada’nın Yunanistan’a verilmesi konusunda anlaşırlar.
• 1946 (Temmuz): Sovyetler Birliği üyesi Ukrayna adaların tamamen silahsızlandırılması (complete demilitarization) gerektiği teklifini yapar. Bu teklif “tamamen” sözü kaldırılarak kabul görür.
• 1947 (10 Şubat) Paris’te imzalanan ve 2. Dünya Savaşı’na katılmadığı için Türkiye’nin temsil edilmediği Barış Antlaşması ile İtalya, Rodos, Oniki Ada ve Meis’i Yunanistan’a devreder. Paris Barış Antlaşması’na göre bu adalar askersiz olacak ve öyle kalacaklardır. Böylece Lozan Antlaşması’nın 13. maddesindeki Anadolu kıyılarına yakın olan adaların silahtan arınmış olması şartına ek olarak Yunanistan’ın Oniki Ada’da da askeri üsler kuramayacağı ve yığınaklar yapamayacağı şartı getirilir.
ALMANLARIN ONİKİ ADALARI TÜRKİYE’YE ÖNERMESİ
1943 (Eylül) Ankara’da Almanya Büyükelçiliği’nden bir yetkili Türk İstihbarat Örgütü vasıtasıyla İnönü’ye bir mesaj iletir. Aldığı telgrafta Almanların Adaları Türklere teslim etmek istedikleri yazılıdır. Başbakan Şükrü Saraçoğlu, bu teklifi Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye bildirir. İnönü’nün cevabı şöyledir: “… Adaları kayıtsız ve şartsız kullanmak üzere alabiliriz. Yoksa bu yüzden İngilizlerle Yunanlılarla ihtilafa giremeyiz” der.
2. Dünya Savaşının sonuna doğru Almanlar kaybedeceklerini görünce, son koz olarak 1. Dünya Savaşında olduğu gibi Türkiye’yi savaşa çekmek isterler. İşgal ettikleri, ellerinde artık daha fazla tutamayacakları adaları bu amaçla Türkiye’ye önerirler. İnönü Almanya’nın bu hamlesinin Türkiye’ye büyük bir sorun yaratacağını görür ve kabul etmez.
SONUÇ
1. Adalar Türkiye’nin uluslararası yalnız kaldığı bir zamanda kaybedilmiştir. Savaş sırasında İngilizler, İtalyanlar, Fransızlar ve sonuna doğru Almanlar adaları savaşta bir koz olarak kullanmışlardır.
2. Dünya savaşı sırasında Türkiye dört taraftan gelecek tehlikelere karşı başta Boğazlar olmak üzere, Kars, Ardahan, Antalya dahilinde Misaki Milli sınırlarını korumuştur.
3. Oniki Ada’yı ve özellikle de Meis’i alabilmek çok büyük çaba göstermiş, ama bir askeri müdahaleden de ciddiyetle uzak durmuştur, yoksa savaşa dahil olacak ve dört bir yandan ülke işgal edilme tehlikesi altına girecekti.
4. Boğazlar için hayati önemde olan Bozcaada, Gökçeada ve Tavşan Adacığını kaybetmemiştir. Maalesef Anadolu için stratejik öneme sahip Meis Adası’nı kaybetmiştir.
5. Rodos hariç diğer tüm adalar tarıma elverişli olamayan dağlık, kayalık adalardır. Adalarda tarım yok denecek kadar azdır. Hatta İtalyan işgali sırasında İtalya’dan yeterince yiyecek yardımı alamayan bazı İtalyan askerleri Türkiye’ye sığınmışlardır.
6. Türkiye stratejik dışında adalara üretim, ticari yer olarak bakmıştır. O zamanlar deniz turizmi henüz bilenmiyordu. Turizm açısından bakıldığında ise bugün insanın içini acıttıran bir durumdur.
NOTLAR
1. Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’ın anılarında Atatürk’ün Lozan Antlaşması’ndan sonra ilk ve son kez Mareşal üniformasını giydiğini yazar:
Mussolini’nin Türkiye’yi tehdit ettiği, Antalya’yı almak için Rodos’a ve Meis’e askeri yığınak yaptığı, zamanlarda İtalyan Büyükelçisi, Atatürk’le görüşmek üzere randevu ister. Atatürk, elçiyi günlük giysisiyle ile kabul eder. İtalyan elçisi, Atatürk’e Mussolini’nin bazı isteklerini iletmek üzere geldiğini söyler. Atatürk bu sözleri bir süre dinledikten sonra: “Bana on dakika müsaade etmenizi rica ederim”, diyerek yandaki odaya geçti. Döndüğü zaman asker elbisesi üzerindeydi. Mareşal üniformasını ve çizmelerini giymiş olarak elçinin yanına döndü ve “Buyurun, şimdi sizi dinliyorum”, dedi. İtalyan Büyükelçisi, afallamış gözlerle O’ na baktıktan sonra, şunları söyleyebildi: “Ekselanslarına, Duce’nin selamlarını ve iyi dileklerini takdim etmek için rahatsız etmiştim” der ve çıkar gider.
2. Münir Ertegün: Kadıköy’de adı bir caddeye verilmiş olan Özbekler Dergahı Şeyhi Ethem Efendi’nin torunu idi. Atlantik Plak sahibi Ahmet Ertegün’ün babasıydı. Lozan’da Türk heyetindeydi.
Selamlar
Celal KÜÇÜK