BALKANLARDA ÇÖKÜŞE DOĞRU 2
ABDÜLMECİD DÖNEMİ 1839 -1861
Osmanlı’nın 31. Padişahı olan Abdülmecid (1823-1861) 2. Mahmud’un oğludur. Batılı bir prens gibi, iyi eğitimli yetiştirilir. İyi derecede Fransızca öğrenmiş, kültürlü bir padişah idi. Cumhuriyet dönemine kadar gelen son 4 padişahın babasıdır.
Oğulları: 5.Murad (1872-1876), Abdülhamid (1876-1909), 5.Mehmet (1909-1918), Vahdettin (1918-1922) dir.
Çağdaşlaşma için çaba sarfeder. Zamanındaki reformlarla, hem devletin yönetim yapısında hem de toplumsal yaşamda önemli ve kalıcı değişiklikler yapmıştır. 38 yaşında Ihlamur Kasrında veremden ölür.
TANZİMAT FERMANI
1839 (3 Kasım): Genç Sultan’ın döneminde, Türk tarihinin en önemli olaylarından, çağdaşlaşmanın ilk adımı sayılan Tanzimat Fermanı Dışişleri Bakanı Koca Mustafa Reşid Paşa tarafından Gülhane’de okunur. Türk Tarihinde modernleşme, yenileşme ve Batılılaşma çabaları bununla başlamış olur. Tanzimat “Düzenleme, yenilik” demektir. Batı dillerinde “La réforme Ottomane -The Ottoman Reform “ denir. Tanzimat Fermanı ile 1. Meşrutiyet’in ilanına kadar olan döneme Tanzimat Dönemi denir. (3 Kasım 1839- 22 Kasım 1876).
Buna göre:
• Tüm vatandaşların can, mal ve namus güvenliği sağlanacak.
• Yargılamada, vergide adalet olacak. Herkes kanun karşısında eşit olacaktır.
• Erkeklerin 4-5 yıl askerlik yapması zorunlu olacak.
• Mülkiyet hakkı; herkes mal ve mülkünü mirasçılarına bırakabilecek.
1839 Tanzimat Fermanı ile 1856 Islahat fermanı ikisi de; müslim ve gayrimüslim vatandaşlar arasında eşitliği sağlamaya yöneliktir. Ama ferman hiç kimseyi memnun etmez. Bununla ilk kez padişah kendi yetkilerini sınırlandırmıştır. Anayasa’ya giden sürecin başlangıcı sayılır.
Rejimdeki Avrupalılaşma (kanun devleti olma hareketi) kurumlara, eğitime ve düşünceye yansır. Tanzimat Türkiye tarihinde toplumu ileriye götüren ve çığır açan bir değerdedir.
Abdülmecid devletin çok borçlu olduğu çöküş döneminde büyük masraflarla birçok mimari eser inşa eder. Yarım kalmış yapıları da tamamlar. Yaptığı yapılar bugünkü İstanbul’un siluetini oluşturur. Önemli eserlerinden bazıları:
• Bezmiâlem Valide Sultan Gureba (Garibin çoğudur. Garipler) Hastanesi (1846)
• Yeni Galata Köprüsü 1846
• Edirne Meriç Köprüsü 1847
• Küçük Mecidiye Camii 1849
• Hırka-i Şerif Camii (Fatih)1851
• Teşvikiye Camii 1854
• Büyük Mecidiye Camii (Ortaköy Camii) 1853
• Beykoz Kasrı 1855
• Dolmabahçe Sarayı 1856
• Küçüksu Kasrı 1857
• Mecidiye Köşkü (Topkapı Sarayı) 1858
OLAYLAR
• 1839 (24 Haziran): 2. Mahmud hasta yatağındayken Osmanlı ordusu ile Mısır ordusu Nizip’te savaşırlar. Osmanlı ordusu bozguna uğrar.
• 1839 (2 Temmuz): 2. Mahmud Tanzimat Fermanı denecek olan Gülhane Hatt-ı Şerifi hazırlatır, uygulamaya koyamadan vefat eder. Abdülmecid 15 yaşında başa geçer. Kasım ayında Fermanı ilan eder.
• 1839 (3 Temmuz): İç çekişme sonucu Kaptanı Derya (Hain) Ahmed Fevzi Paşa memlekete hainlik yapar, Osmanlı donanmasını Mısır’a götürüp, Kavalalı M. Ali Paşa’ya teslim eder.
• 1841 (24 Mayıs): İngiltere’nin zorlamasıyla Mısır, Mehmed Ali Paşa’ya bırakılır. Mısır valiliğini sülalesi miras yoluyla elde tutacaktır. Mısır ayrıcalıklı eyalet statüsüne geçer ve kaçırılan donanma iade edilir.
• 1853 (9 Ocak): HASTA ADAM, Rus çarı 1. Nikola, İngiltere’nin Rusya’daki büyükelçisi Sir Seymour’a şunları söyler: “ Kollarımızda hasta hem da çok hasta bir adam var, size açıkça söyleyeyim gerekli önlemleri almadan bu hasta ölürse büyük bir felaket olur.” Bu İngiltere’ye yapılmış bir teklif idi. Hastayı birlikte öldürelim mirasını paylaşalım. Ama İngilizler çıkarları gereği Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünün korunmasını isterler.
KIRIM SAVAŞI
• 1953 (19 Mayıs): Rus elçi Aleksandr Mençikof savaş gemileri ve subaylarıyla İstanbul’a gelir, Osmanlı Ortodokslarının tümünün Rusya’nın himayesine girmesi vs. gibi ağır isteklerde bulunur. Osmanlı, İngilizlerin desteğine güvenerek Rus isteklerini ret eder. Mençikof istekleri kabul edilmeyince bağırarak “Buraya tekrar muzaffer bir komutan olarak geleceğim” der. İstanbul’u terk eder. Rusya açıkça tehdit etmiştir.
• 1853 (22 Haziran): Rusya savaş ilan etmeden Osmanlı’ya ait Eflak ve Boğdan’ı (Romanya ve Moldova). İşgal eder. Osmanlı Rusya’nın buraları hemen boşaltmasını ister.
• 1853 (30 Kasım): Ruslar Sinop limanında demirli Osmanlı donanmasını batırırlar ve Sinop’u yakarlar. 2700 denizcimiz ölür. Bunu bir propaganda aracı olarak kullanmak isteyen Abdülmecid Sinop baskınında ölen askerler için üstünde “Avrupa onlar senin için öldüler” “Europe ils sont morts pour toi Sinop 1853” yazılı madalya bastırır. Avrupalı üst yöneticilere dağıtır.
Batılılar İstanbul’un Rus işgaline uğrayabileceğini görürler.
• 1854 (12 Mart): Rus yayılmasını durdurmak için Osmanlı, İngiliz ve Fransız ittifakı kurulur. Rusya’ya savaş ilan edilir.
Rus Çar’ına karşı olan Karl Marks ve Friedrich Engels gazetelerde Osmanlı’nın Rusya tarafından yutulmasının önüne geçilmesi gerektiğini yazarlar.
• 1854 (15 Mayıs): Ruslar Silistre’yi kuşatırlar (Bulgaristan kuzeyinde) 10.000 kişilik Osmanlı ordusu 80.000 kişilik Rus ordusuna karşı koyar, Ruslar 40 günlük kuşatmadan sonra vazgeçerek geri dönerler (25 haz 1854). Böylece Rusların Balkanlara inmeleri önlenmiş olur. Abdülmecid, Silistre’yi Rus kuşatmasından kurtarmanın anısına bu kez “Senin için yendik Avrupa” “Europe ils ont vaincu pour toi Silistre 1854” yazılı madalyonları Avrupalılara dağıtır.
Abdülmecid sonunda isteğine kavuşur. Osmanlı Rusya’ya karşı kurulmuş olan İngiliz Fransız askeri ittifakına katılır.
• 1854 (20 Eylül): Rusların Balkanlardan çıkmasını sağlamak için Kırım’da yeni bir cephe açılır. 30 bin Fransız, 21 bin İngiliz ve 60 bin Osmanlı askeri Kırım’a çıkar.
• 1854 (17 Ekim): İngiliz ve Fransızlar Rusya’nın Sivastopol şehrini kuşatırlar.
• 1855 baharında 140 bin asker daha yollanır. Kırım’da Ruslar yenilgiye uğrarlar ama Kafkas cephesinde Kars ve Erzurum çevresini işgal ederler.
İngiliz ve Fransızlar Osmanlılarla birlikte Ruslara karşı Erzurum ve Kars’ı da savunurlar.
Rusya’ya karşı bu savaşta 17.500 İngiliz, 90.000 Fransız 35.000 Osmanlı askeri ölür (Bunların çoğu İngilizlerde Hintli, Fransızlarda ise Cezayirli askerlerdi.) Savaş sonunda Osmanlı galip gelenler tarafında yer alır.
• Osmanlı uzun zamandan beri ilk kez Ruslara karşı bir savaş kazanmış olur ve ülke bütünlüğü Fransız ve İngilizlerce garanti altına alınır. Yaklaşık 20 yıl Rus tehlikesi ortadan kalkar (1877-78 savaşına kadar.)
• (1856 25 Şubat): Paris Antlaşması imzalanır. Antlaşma ile Kırım Ruslara bırakılır. Bu antlaşma Osmanlı’nın son galip taraf olarak imzaladığı antlaşmadır. Paris’te İngiliz Fransızlar Osmanlıyı Avrupa devletler konseyine almak için gayri Müslümlere ayrıcalık tanıyan, yabancılara toprak satışına izin veren yasaların çıkmasını şart koşarlar.
• Kırım savaşı Osmanlı hazinesini tüketir bu da mali açıdan büyük bir çöküntüye neden olur. Osmanlı İmparatorluğu ilk dış borçlanmasını Kırım savaşına finansman bulabilmek için yapar. İngilizlere borçlanır. Buna rağmen Abdülmecid İstanbul’da sürekli camiler, saraylar yaptırır sonunda ekonomik bağımsızlığını yitirir.
• Kırım Savaşı sonunda Batılılar Osmanlı’nın içişlerine daha çok karışmaya başlarlar.
ISLAHAT FERMANI
• 1856 (18 Şubat): Avrupa devletlerinin uzun yıllar süren baskıları sonucu Müslüman olmayan vatandaşların haklarını korumak ve ayrıcalıklar vermek üzere Islahat Fermanı ilan edilir. Bununla Osmanlı’daki dini ve etnik gruplar arasında eşitlik sağlamak amaçlanır, gayrimüslimlerin kamu görevlerinde yer almaları ve eşit hukuki haklara sahip olmaları güvence altına alır. Onlara belediye meclislerinde yer verilmesi, çoğunlukta oldukları yerlerde yönetimi ellerine geçirmelerine neden olur.
• 1856 (30 Mart): Paris’te Osmanlının Avrupa Devletler Konseyi’ne üyeliği onaylanır. Osmanlı topraklarının korunmasını garanti altına alan Abdülmecid, babası 2.Mahmud’un emeline ulaşmıştır. Ruslara karşı Batılıların Osmanlıyı yanlarına almaları, NATO’nun ilk örneği olarak düşünülebilir.
Paris Antlaşmasından sonra Abdülmecid İslam halifesi olmasına rağmen, Fransızlardan Legion d’honeur, İngilizlerden haçlı şövalyelerinin diz bağı (Order of the Garter) nişanını alır. (Abdülmecid Order of the Garter 717. Sırasında)
• 1858 (6 Haziran): Yabancılara toprak tapusu verilmesine olanak sağlayan arazi yasası çıkartılır. Kısa sürede Ege kıyıları İngiliz sömürgesine dönüşür. İngiliz vatandaşlarının davalarına da Osmanlı mahkemeleri değil İngiliz konsolosluk mahkemeleri bakacaktır.
NOTLAR:
1. BALYANLAR: Maraş ile Kozan arasındaki Belen köyünden olan bu Ermeni ailenin yaptıkları eserler ampir, barok, rokokonun izlerini taşımaktadır ve 19. yüzyılın özgün Osmanlı mimarisi sayılmaktadır. Bir yüzyıl boyu Dolmabahçe Sarayı, Çırağan Sarayı, Nuruosmaniye Camii, Beylerbeyi Sarayı, Beyazıt Kulesi, Nusretiye Camii, Selimiye Kışlası, Davutpaşa Kışlası, Mektebi Tıbbiye (Galatasaray Lisesi Binası), Maçka Silahhanesi (İstanbul Teknik Üniversitesi Binası) gibi onlarca binayı yaparlar.
2. Namık Kemal’in Vatan yahut Silistre eseri önce “Vatan” adıyla yayınlanır, bu yasaklanınca adını “Silistre” yapar. Sonra da “Vatan yahut Silistre” der. Yani ha Vatan adlı, ha Silistre adlı eser.
3. Kırım savaşında İngiliz sağlıkçı Florence Nightingale 38 hemşireyle İstanbul’a gelir. İngiliz askerlerinin konaklaması için tahsis edilen Selimiye kışlası askeri hastane olarak da kullanılır, burada yaralı askerlere bakarlar. Bu da ilk hemşirelik olarak tarihe geçer.
4. İngilizce Garter: Fransızca Jartiyer ile aynı kökendendir.
5. Bugün gündelik hayatımızda Abdülmecid’in yukarıda sayılan eserler dışında her yerde etkisi vardır.
Mecidiye para birimi: 20 Kuruş değerinde gümüş paradır. Sultan Abdülmecit, 1840’ta eski sikkelerin yerine yeni sikkeler bastırır. Abdülmecid’in adından Mecidiye denir.
Türk Lirası: Venediklilerle yapılan ticaretle Venedik Lirası Osmanlıda, piyasada geçerli olan para idi. Sultan Abdülmecid 5 Ocak 1843’te, Osmanlı parasını basar: adına da ”Sarı Lira” veya ”Osmanlı Lirası” der, artık Venediklilerin değil Osmanlının Lirası anlamında. Bu para 1923’ e kadar kullanılır. Cumhuriyet döneminde Lira ’ya devam edilir.
Abdülmecid Ayasofya Camii’nin restorasyonunu da yaptırır. Bunun için 1847’de mimar Fossati Kardeşleri görevlendirir.
Bezmi Alem Caddesi-Vakfı-Üniversitesi-Hastanesi: Ad Sultan 2. Mahmut’un eşi, Abdülmecit’in anası Bezmi Alem Valide Sultan’dan gelir. Alemlerin Meclisi anlamındadır.
Harbiye Semti: Abdülmecit’in yaptırdığı (1846) harp okulu binası ve kışlası burada idi. Ek binası bugün “Askeri Müze’dir.
Mecidiyeköy: Abdülmecid burada kendi adına bir cami yaptırmıştı. Göçmenleri bu semte yerleştirmişti.
Teşvikiye: Yeni olan bu semte Abdülmecid halkı oturmaya teşvik etmek için güzelleştirir ve Camii yaptırır. Halkı teşvik etmekten adı Teşvikiye olur.
Selamlar