SAVAŞIN VE YENİLGİNİN NEDENLERİ
• Balkanların Türklerin elinden çıkmasına zamanın 2 büyük devleti Avusturya ve Rusya neden olmuştur. Bunlar Osmanlı’ya karşı birleşmiş olmalarına rağmen çıkarları çatışıyordu. Ruslar açık denize doğru inmek, Avusturya (Habsburglar) da Selanik ve Tuna ağzına doğru ilerlemek istiyordu.
• Balkan topluluklarının birbirlerinden ayrı olmaları Osmanlı için hiç tehlike olmamıştı. Bunlar ulus bilinciyle devlet halini aldıkça, Osmanlı’nın aleyhine olur.
• Batılı devletlerin buralarda egemenlik kurmak istemeleri aralarında sürekli olarak anlaşmazlık çıkmasına neden olmuştur. Aynı anlaşmazlıklar 1. ve 2. dünya savaşlarında da devam eder. Balkanlar 1990’larda Yugoslavya’nın dağılmasıyla büyük katliamlara sahne olur. Bugün sınırlar hala tartışılmakta, anlaşmazlıklar sürmektedir. Her an yeni savaşların patlak vermesi olasıdır.
YENİLGİNİN NEDENLERİ
• Savaşın esas nedeni Haçlı ruhuyla davranan Batı ülkelerinin Türkleri Balkanlardan atmak istemeleridir.
• Osmanlı ordusu İtalyanlarla savaşırken Balkan toplulukları bunu fırsat görürler.
• Panslavizm peşindeki Ruslar Slav kökenlileri desteklerler. Slav Bulgaristan, Büyük Bulgaristan hayaliyle Ege’ye açılmak için Makedonya’yı ve Edirne’yi almak ister. Bulgarlarla birlikte Rusya sıcak denizlere açılacaktır. Avusturya ise buna karşı çıkıyordu.
• Osmanlı subayları arasında siyasi rekabet çoğalmıştı. Balkan devletleri bunu fırsat bilirler.
• Öngörüsüz Osmanlı yönetimi Balkanlardaki ordusunun büyük bir kısmını terhis etmişti.
• Birçok cephede savaşan Osmanlı istihbaratta zayıf kalmıştı.
• Osmanlı Balkan topluluklarını kendine karşı birleşmelerini engelleyememişti, Ruslar tümünü kışkırtarak Osmanlı’ya karşı birleşmelerini sağlar. Balkan Birliği’ni kurarlar.
• Meclis vekilleri İttihat ve Terakki (Birlik ve İlerleme) ile Halaskarlar (kurtarıcılar) olarak iki muhalif grubun etkileri orduya da sıçrar. Birbirlerine adeta düşman olan subaylar, karşı tarafın başarısızlığı için çabalayınca ordunun yenilgisi kaçınılmaz olur.
• Balkanlarda askeri güç zayıflatılmıştı. 1909 yılında İkinci ordu merkezi olan Edirne’den 45 bin kişilik bir kuvvet Yemen’e gönderilmişti.
• Rusya’nın, Balkanlarda savaş çıkmayacak diye, Osmanlı Dışişleri bakanı Noradunkyan Efendi’ye, teminat verdiği söylenir. Bu teminata dayanılarak, Rumeli’deki 120 Osmanlı taburu terhis edilir. Osmanlı’nın Atina elçisi Galip Kemali Bey 150 bin eğitimli ve tecrübeli asker terhis edilmiştir” der.
• Seferberlik çok geç ilan edilir.
• Gelen askerlerin dağıtımı liyakatsiz, düzensiz yapılır. Süvariler hayatlarında ata binmemiş, topçular ilk kez top görüyorlardı. (Harp tarihçisi Yarbay Nihad Bey)
• Sırbistan’ın Osmanlı’ya karşı hazırlıklar yaptığı sıralarda Osmanlı “gaflet ve dalalet” (aymazlık, sapkınlık) içindeydi. Sırbistan’ın denizle bağlantısı yoktu, satın aldıkları son model topları, Osmanlı bürokrasisi Osmanlı şehri olan Selanik’ten Türk demiryollarıyla Belgrat’a taşınmasına izin verir, hatta yardımcı olur. Bu toplar çok geçmeden Türkleri vuracaktır.
• Osmanlı Balkan ülkeciklerini küçümser, hatta başkumandan vekili Nazım Paşa “Balkanlardan imanım kadar eminim” diyerek bir savaş çıkmayacağını garanti eder. Savaş çıkarsa da Sofya’ya gelecek Türk subayların tören üniformalarını da getirmelerini emreder. Çünkü hemen zafer kazanacağından emindi. Zafer törenine hazırlardı. Nazım Paşa hazırlıksız, birbirleriyle bağlantısız birliklerini Bulgarlara karşı saldırıya geçirmesi ilk bozgunu ve moral bozukluğunu getirir ve arkası gelir. Çünkü akademide ilk saldırıya geçen tarafın kazanacağını öğrenmişti, ama ordu hazırlıksızdı.
Selamlar
Celal KÜÇÜK