Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

 

Büro Emekçileri Sendikası ve Tüm Emeklilerin Sendikası Aydın şubesi TÜİK enflasyon açıklaması sonrası ortak basın açıklaması düzenledi: basın açıklaması sonrası sendika temsilcileri bülten yayınladı. Basın bülteni’nin tamamı aşağıda yayınlanmıştır. 

3.10.2024
BASINA VE KAMOYUNA
TÜİK SAYESİNDE İKİ YAKAMIZ BİRARAYA GELMİYOR!

Değerli Basın Emekçileri;
Mevcut Hükümet kendisini iktidara getiren ve bugüne kadar iktidarda kalmasını
sağlayan uluslararası sermaye ve onun gölgesinde büyüyen yerli sermayenin
varlık sebebi olan neo-liberal politikaları tavizsiz uygulamaktadır. Bundan sonraki
süreçlerde de bu politikaları uygulamaya devam edeceğini Orta Vadeli Programda
(OVP) ilan etmiş bulunmaktadır. Uluslararası ve yerli sermayenin talepleri
doğrultusunda, toplumun ortak kazanımı olan ve ülkenin kalkınmasında mihenk
taşı görevi yapan kuruluşlar çerez fiyatına elden çıkarılarak, bahsi geçen sermaye
gruplarına servet olarak aktarılmıştır. Bu yetmezmiş gibi bizlerden toplanan
vergiler teşvik adı altında para babalarına aktarıldığı gibi; ülkemizde yaşanacak
deprem riskine karşı kentlerimizin imarı için topladığımız deprem vergilerini bile
yasaya aykırı bir biçimde yola, köprüye, havalimanına harcamaktan geri
durmamıştır.
İktidarın sermaye yanlısı ve emekçi düşmanı bu politikaları toplumun
çoğunluğunu oluşturan biz kamu emekçileri, tüm emekliler ve asgari ücretliler
için bitmeyen bir kâbus olmaya devam etmektedir.
Değerli Basın Emekçileri;
Bilindiği gibi bütçe kanunu gereği 2025 yılının bütçe görüşmeleri 15 Ekim
itibarıyla TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlayacaktır. Ancak
iktidar tarafından 5 Eylül 2024 tarihinde açıklanan Orta Vadeli Programda (OVP)
belirlenen kıstaslarda bir bütçe hazırlayacağını, dolayısıyla emekçi ve yoksul
düşmanı ve sermaye yanlısı ekonomik programa sadık kalacağını ilan etmiştir.
Biz emekçiler ve tüm emeklilerden başlamak üzere yoksul halk kesimleri itiraz
etmedikçe, hakkımız olanı istemedikçe daha fazla yoksullaşmaya devam
edeceğiz. Bunun için iktidarın ekonomik programından mağdur olan bizler,
iktidarın bizlere düşük ücret vermede bir aparat olarak kullandığı TÜİK’i tüm
illerde protesto ediyoruz.


Bunun için bir kez daha TÜİK Başkanı, Başkan Yardımcıları ve diğer sorumluları
kanunun kendilerine verdiği sorumluluk çerçevesinde davranmaya, iktidarın
beklentilerine göre değil, piyasanın gerçekliğine uygun enflasyon verilerini
açıklamaya davet ediyoruz. Aksi takdirde, haklarında bulunduğumuz suç duyurularına karşı yargının tarafgir davranması kendilerini kurtarmaya
yetmeyecektir.
Değerli Basın Emekçileri;
Bu iktidar iş başına gelme koşullarını hazırlayan 2001 krizi ortamında; yani
bugünkü iktidarın eski Türkiye denilen dönemde ortalama bir kamu emekçisi,
asgari ücretin 2,92 katı ücret alırken bugün ancak 2,01 katını alabilmektedir. Aynı
dönemde ortalama bir kamu emeklisi asgari ücretin 2,67 katı maaş alırken bugün
ağırlıkla asgari ücret ve asgari ücretin altında ancak maaş alabilmektedir. İktidarın
dilinden düşürmediği o eski Türkiye’de asgari ücret alan bir emekçi, aldığı ücretle
12 çeyrek altın alabilmekteydi. Diğer bir deyişle bu iktidarın sürekli kötülediği eski
“Türkiye’de ortalama bir kamu emekçisi aldığı maaşla 24 çeyrek altın, kamudan
emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 20 çeyrek altın alabiliyorken, 2024
Ağustos’ta ise bir kamu emekçisi aldığı maaşla 8,85 çeyrek altın, çalışma
yaşamından emekli olan bir emekçi aldığı maaşla 3,81 çeyrek altın alabiliyorken,
asgari ücret alan bir emekçi ancak 3,68 çeyrek altın alabilmektedir. 2003 yılında
en düşük emekli maaşı asgari ücretin %47 daha fazla iken, bugün ise 12.500 TL
olan en düşük emekli maaşı asgari ücretin %36’sı bile değildir.
Evet bugün iktidarın övmekle yere göğe sığdıramadığı yeni Türkiye’de ne biz kamu
emekçileri ne de tüm emekliler ne de asgari ücret alan emekçiler o gün elde
ettiğimiz gelirlerin çok altında bir gelirle hayatımızı idame ettirmeye
çalışmaktayız.
Değerli Basın Emekçileri;
TÜİK sayesinde iki yakamız bir araya gelmiyor!
İktidar bir taraftan yapıp uygulamaya koyduğu bütçelerde bizlere daha az kaynak
ayırırken, diğer taraftan bizlerin düşük gelirler elde etmemizde bir aparat olarak
kullandığı TÜİK’e piyasa gerçekliğinden uzak enflasyon oranları açıklatarak, düşük
ücret politikasını hayata geçirdi ve bizler sürekli bir şekilde yoksullaştık. Bizler
biliyoruz ki, TÜİK yönetimi kanunun kendisine verdiği yetki ve sorumluluk
çerçevesinde görevini yerine getirseydi, içinde bulunduğumuz yoksulluğu bu
kadar derin yaşamayacaktık.
Bir yandan TÜİK’in uzun yıllardır piyasa gerçekliğinden uzak, iktidarın düşük ücret
politikalarıyla uyumlu enflasyon verileriyle alın terimizin hakkı olan ekmeğimiz
soframızdan çalınıyor, bir yandan da temel insan hakları içinde yer alan ve
ücretsiz olarak verilmesi gereken sağlık hakkı, eğitim hakkı ve nitelikli kamusal hizmetler ulaşılamaz hale getirilerek, ağır vergilerle de kronik olarak
yoksullaştırılıyoruz.
Süt içemeyen çocuğun, aç kalan emeklinin, parasızlık nedeniyle üniversiteyi
bırakmak zorunda kalan gençlerimizin, kirasını ödeyemeyen emekçilerin, maddi
imkansızlıktan dolayı parçalanan ailelerin, özetle milyonların ahı, günahı, hakkı
boynunuzdadır. Gün gelir bu ağır yükün hesabı hukuk içinde sorgulanacağından
kuşku yoktur. TÜİK’ IN açıkladığı 2,97 enflasyon gerçek değildir. ENAG’IN
enflasyon değerlendirmesi de, çarşı, Pazar, market fiyatları ve yaşadığımız derin
yoksulluk sizi yalanlıyor. Yaşadığımız enflasyon en az bu oranların iki katından az
değildir.
Değerli Basın Emekçileri;
Bugün bir kez daha, burada ve örgütlü bulunduğumuz bütün illerde başta TÜİK
kurum başkanı, başkan yardımcıları ve diğer sorumluları, kanunun kendilerine
vermiş olduğu görevleri eksiksiz yerine getirmeye davet ediyoruz. İlgili yetkililerin
2022’den beri açıklamaktan imtina ettikleri gıda fiyatları verilerini düzenli bir
şekilde kamuoyuyla paylaşmaya ve piyasada oluşan gerçek veriler üzerinden
enflasyon oranlarını açıklamaları gerektiğini kendilerine hatırlatıyoruz. Aksi
takdirde, iktidarla birlikte bizleri yoksullaştırmak üzere veri paylaşmamalarını
sürekli teşhir edeceğimizi ve kanunun kendilerine yüklemiş olduğu görevleri
kötüye kullandıkları gerekçesiyle haklarında suç duyurusunda bulunmaya devam
edeceğimizi ve yine görevlerini kötüye kullandıklarından dolayı haklarında dava
açarak, hukuki yollardan da haklarımızı aramaya devam edeceğimizi beyan
ediyoruz.
TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarıyla mağdur olan tüm kesimleri haklı
mücadelemizde birlikte olmaya çağırıyoruz.
Susmayacağız. İtaat etmeyeceğiz. Haklarımızı alana dek mücadele etmekten geri
durmayacağız. Arkadaşlar; insanca yaşamak istiyorsak tüm emeklilerin, kamu
emekçilerinin, işçilerin, bağkurluların, tarım çalışanların, yani yoksulların,
ötekileştirilenlerin birleşik bir mücadele hattını örmekten başka çare kalmamıştır.
Önümüzdeki günlerde ortaya koyacağımız birleşik mücadelenin hak, hukuk
tanımayan, yalan dolanla bizleri oyalamak isteyenleri boşa çıkaracaktır.

BİRLEŞE BİRLEŞE KAZANACAĞIZ!
DİRENE DİRENE KAZANACAĞIZ
YAŞASIN BİRLEŞİK MÜCADELEMİZ