Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

AYVALIK’TA KADINLAR KONUŞTU

AİLEYİ DEĞİL, ÇOCUĞU KORU!
İSTİSMARI AKLAMA, SUÇA ORTAK OLMA!
ÇOCUKLARA DOKUNMA, TECAVÜZÜ AKLAMA!
ÇOCUK SUSMAZ SEN DİNLE, İSTİSMARI ÖNLE !
SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ!
SUSMUYORUZ, HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ!

AYVALIK KADIN İNİSİYATİFİ

Merhaba sevgili dostlar,
Bugün buraya hepimiz müthiş bir öfkeyle toplandık. Cesur gazeteciler karanlığın üzerindeki örtüyü çekip attı. Yaşadığı onca şiddete rağmen hayatına sahip çıkan cesur bir kadının sayesinde, din kisvesine bürünen o karanlığa azıcık ışık tutulunca, ortaya altı yaşında bir kız çocuğunun acısı çıktı, tüm ülke bir kez daha utanca boğuldu. İnsanlık utandı ama muktedirler utanmadı ! Buradan çocuk istismarına göz yuman, sessiz kalan tüm utanmazlara sesleniyoruz,
ÇOK ÖFKELİYİZ!
Çocuklar susmazken susanlar,
Görüp de görmezden, bilip de bilmezden gelenler,
Görevini yapmayan, yasaları uygulamayanlar,
kadınların öfkesinden korkun !
çünkü biz çocuklarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz!
çünkü biz hayatlarımızdan vazgecmeyeceğiz !
çünkü biz susmayacağız !

Çok öfkeliyiz çoook… Çünkü kendi öz kızını 6 yaşında evlendirebilen ve 6 yaşındaki çocuğu kadın olarak görüp evlenebilen korkunç bir zihniyetle karşı karşıyayız.
Bu zihniyet münferit değil, bu zihniyet özel, kişisel değil.
Bu zihniyet kadınları, çocukları karanlığa mahkûm etmek isteyen, laikliğe düşman, memleketimizi tarikat cehennemine çeviren, tecavüzcüleri aklayan, “Bir kereden bir şey olmaz” diyen, tecavüzcü ile evlendirmeyi çözüm olarak sunan, “küçüğün rızası” lafını kullanmaya cüret eden ERKEK EGEMEN BİR ZİHNİYET.
Çok Öfkeliyiz çook… Biliyoruz ki varlıklarından haberdar olmadığımız, organize bir şekilde istismar edilen; hem cinsel hem fiziksel hem psikolojik şiddete uğrayan binlerce çocuk var… Biliyoruz ki bu insanlık dışı tecavüz, şiddet, istismar vakasının yaşandığı Hiranur Vakfı gibi onlarca tarikat var ülkemizde. Tarikat şeyhinin öz kızı bunları yaşadıysa, tarikat ve cemaatlerin içerisinde, şeyhlerine tapan, şeyhinin ağzından çıkan her kelimeyi sorgusuz, sualsiz kabul edenlerin çocukları neler yaşıyor?
Bu tarikat ve cemaatler, yıllardır siyasi iktidarlar tarafından korundu, beslendi. Son 20 yıldır ise bu tarikatlara belediyelerden, merkezi bütçelerden milyonlarca lira para akıtıldı. Tarikat üyelerine devlet memurluğu verildi, özel kadrolar açıldı, bu karanlık zihniyet devletin her kademesine yerleştirildi.

Çok öfkeliyiz çook… Çünkü bu korkunç olayın failleri hala dışarıdalar. Yıllarca süren organize çocuk istismarını bizler mahkeme kayıtlarından öğreniyoruz. Oysa, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, davaya müdahil olduklarını çünkü iki yıldır istismara uğrayan kadının koruma altında olduğunu meclis kürsüsünden açıkladı. Yani iki yıldır olaya vakıfmış sayın bakanımız! Soruyoruz o zaman: Görevinizi neden yapmadınız? Neden tecavüzcüler dışarıda, Neden bu vakıf hakkında soruşturma açılmadı? Savcılar neden sus pus? Neden bu istismarı, tecavüzü ört bas etmeye çalışıyorsunuz?
Çocuk cinsel istismarını “evlilik” kisvesi altında meşrulaştırma çabası münferit veya yeni bir olgu değil. Uzun suredir çeşitli şekillerde sürüyor, hatta teşvik ediliyor.
2011’de kadın bakanlığının kaldırılıp aile bakanlığının getirilmesiyle, ardından 4+4+4 sistemiyle kız çocuklarının örgün eğitimden uzaklaştırılmasıyla devam etti.
En son geldiğimiz nokta ise İstanbul Sözleşmesi’nden tarikat ve cemaatlerin talebiyle çıkılması oldu.
İktidar Ceza Kanunun 103. Maddesini değiştirerek evlilik yaşını 13’e kadar indirmek, çocuk cinsel istismarı faillerine af getirmek istedi. Kadın hareketinin mücadelesi ve kamuoyunun tepkisiyle
“Rızası var” yalanıyla, “aile kurmak kutsaldır”, “kültürümüzde/dinimizde var” gibi söylemlerle çocukların evlendirilmesi cinsel istismardır ve suçtur. Bu suçu soruşturmayanlar, suçluları cezalandırmayanlar, kız çocuklarının, kadınların en temel haklarının ihlaline göz yumanlar, bugünlerde “hürriyetleri” koruyacağız iddiasıyla Meclis’e, Anayasa değişikliği teklifini getiriyorlar.

Başta Medeni Kanun ve Ceza Kanunu olmak üzere yasaların altını oyanlar, İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı şekilde çıkanlar, çocukları cinsel istismar ve sömürüden korumayı amaçlayan Lanzarote Sözleşmesi’ni hedef alanlar, kadınların kazanılmış haklarına ve hayatlarına kastedenler ile onların işbirlikçilerinin yapacakları Anayasa’yı kabul etmiyoruz! Mevcut yasaları uygulamayanlar, yasa da Anayasa da yapamazlar.
-Tarikatlarla işbirliği içinde hem eşitlik hem de laiklik ilkelerine savaş açanlara,
-Kadına şiddeti, ayrımcılığı, çocuklara cinsel istismarı “din” diye “manevi değer” diye meşrulaştırmaya çalışanlara,
-Aileyi korumak adına, çocuk cinsel istismarını affa kalkışanlara,
Ayvalık’tan sesleniyoruz, çok öfkeliyiz çook ! Öfkemizden korkun!

AİLEYİ DEĞİL, ÇOCUĞU KORU!
İSTİSMARI AKLAMA, SUÇA ORTAK OLMA!
ÇOCUKLARA DOKUNMA, TECAVÜZÜ AKLAMA!
ÇOCUK SUSMAZ SEN DİNLE, İSTİSMARI ÖNLE !
SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ!
SUSMUYORUZ, HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ!

AYVALIK KADIN İNİSİYATİFİ

Haber. Günerkenayvalık/Ayvalık Özel Haber