Köşe yazılarımız, yazarlarımızın özgür iradesinde olup, kendilerini bağlar…
BAHANESİ DOĞAL ŞEHİRLER BİRLİĞİ
Sussan olmuyor, susmasan olmaz
Dil dursa hâkim bey tende can durmaz
Yazsan olmuyor, yazmasan olmaz
Kaleme tedbir koma, tek durmaz
Şikâyetim var cümle yasaktan
Dillerimi hâkim bey bağlasan durmaz
Gelsin jandarma, polis karakoldan
Fikrim firarda, mapusa sığmaz eyvah
Mapusa sığmaz eyvah
Gün olur yerle yeksan olurum
Gün olur şahım devri devranda
Kanun üstüne kanun yapsalar
Söz uçar yazı iki cihanda eyvah
İki cihanda eyvah
Sezen Aksu, Mehmet Erdem çalışması olan Hakim Bey şarkısı ile bu hafta yazıma başlamak ne kadar doğru olur bilemiyorum ama, düşününce, yaşatılanları gözden geçirince Aklım hep Firarda kalıyor maalesef.
Kuşadası inci tanesi gibi Ege’de bir Turizm Merkezi, yaklaşık 70 – 80.000 nüfusa sahip Şirin mi şirin bir ilçe iken, son 4 yılında yaşadığı gelişimi, Tabii ki buna gelişim dersek, gözler önüne serdiğimiz zaman nasıl bir zalim betonlaşmaya teslim edilerek doğal bir hali kalmadığını zaten görüyor ve biliyoruz.
TOKİ ve Müteahhit imar rantları ile Kuşadası betona teslim edilirken belediye ne yaptı? Bilmeyenler için yazayım: Kuşadası Mason derneği başkanı ile beraber altın güvercin uçurma sevdasındaydı. Başında aynı zat’ı muhteremin olduğu, Kusav isimli vakıf ve Betonlaşmanın baş aktörlerinden olan bir inşaat firması’nın üstün destekleriyle güvercin sevdasında reklamlarda başrollerde oynuyorlardı, cümbür cemaat allı yeşilli halleriyle.
2025 yılı 46 milyon bütçeli basın bürosu, 2019 yerel seçimlerinde Cumhur ittifakının trolleri ile el ele verip, reklam haberleriyle algı yaratmaktan başka ne yapıldı? Evet, Türkiye’de ilkleri başaran bir belediyedir Kuşadası belediyesi, 30 yıllığına bir zengine verdikleri kent meydanı, toprak saha ihaleleri ile hafızalara kazındılar. Cumhuriyet Halk Partisi’nin “Devletçilik” İlkesini görmezden gelip, özelleştirmeye kucak açtılar, belediyenin mallarını sattılar, satıyorlar, hem malları hem paraları zenginlere verirken, çalıştırdığı işçisinin maaşını bile ödemeyen belediye olmayı başardılar.
ÖMER NEREYE KOŞUYOR?
Kuşadası belediyesi’nin emsalsiz istenmeyen başkanı, son günlerde reklamını yaptırta yaptırta gözümüze soktuğu “Doğal Şehirler Birliği” projesi üzerinde kurucu üye olarak belediyenin imkanları ile davetler verip, örgütlenme çabasında. Baktı ki, herkes herşeyin farkında kimse hiçbir belediye birliğinin başkanlığına Kuşadasının belediye başkanını uygun görmedi, oda kendi belediyeler birliğini kurmaya, hem çalıp hem oynamaya başladı.
Peki nedir bu “Doğal Şehir” kaynaklar doğal şehir’i şöyle tarif ediyor: Bireylerin birbiriyle iletişim kurabildiği, sosyalleşebildiği, kendi kendine yetebilen, sürdürülebilir olan, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan, doğasına, kültürüne ve göreneklerine sahip çıkan, altyapı sorunları olmayan, nüfusu 50.000’den az olan kentler, Cittaslow felsefesine göre Sakin Şehir olarak tanımlanır. Cittaslow Sakin Şehir tanımlamasının dışında “Doğal Şehirler Birliği” tanımlamasıyla ilgili başka bir kaynağa’da rastlamadım. Tabi bu Şehir sınıflandırmasının’da olmazssa olmaz ilkeleri var:
-Kentsel alandaki ortak yaşamı herkes için daha iyi hale getirmek
-Kentlerdeki yaşam kalitesini yükseltmek
-İnsan yerleşimlerindeki homojenleşmeye direnmek
-Çevreyi korumak
-Kültürel çeşitliliği ve her kentin biricik olduğunu savunmak
-Daha sağlıklı yaşam biçimleri için ilham vermek…
Peki bunların hangisi Kuşadası’nda mevcut? Ama ortaya karışık kafama göre ben birlik kurdum, adını’da göz boyamak, çevrecileri çekip, asıl amacımı gizlemek için “DOĞAL ŞEHİRLER BİRLİĞİ” koyduk diyecekseniz ki, muhtemelen öyle görünüyor, bizlerde seyreyle ye ce ğiz. Şeytana dört düğüm atan fikirler kulübü, üretim merkezi localar akıllıdır bu işlerde, altından sandalyeyi ağzından lokmayı alır, birde kendisini alkışlattırırlar bu münafıgın soyları.
Ben popilitesi olan bir ilçede belediye başkanı olsam, gözümde her siyasetçinin olduğu gibi yukarılarda olsa bende aynı şeyi yapardım: Kur bir birlik ve başkanı ol, tüm tanıtım örgütlenme masraflarını yık belediye bütçesine, hazırlan birdahaki seçimlere, nasıl olsa ülkece kapitalizmi yaşamıyormuyuz? Yakında nereye koştuğunu’da hep beraber göreceğiz. Olmaaaz partimizin ilkeleri vaaaar olmaaaz böyle şeeey… Neyi olmaz be, Biz bu partide ne Ekmelettin ler, ne adam kazandı diyenleri, ne skandal kaset olaylarını gördük, adam ağzını açıp, belediyenin görevi arsa satmaktır diye haykırabiliyor, yangın yerinde aç işçilerin gözüne bakarak salyangozlu festivaller düzenleyebiliyorsa, bizlerde alkışlıyorsak olur, hemde bal gibi olur.
Yaaaa hakim bey, Kuşadası’nda her 3 kişiden 2 kişinin istemediği bir adam belediye başkanı olabiliyor. Neyleyelim ki, alkışa devam ediyoruz. Yürü be seni kim tutar…