Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

 

27
Şubat

“İzmir Büyükşehir Belediyesi gelmeden önce burası kabus yeriydi”

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Adıyamanlı 60 yaşındaki depremzede Hasan Yavuz’un kapısını açtığı 2 dönümlük araziyi koordinasyon merkezine dönüştürdü. 3 bin kişilik aşevinden yardımların dağıtılmasına kadar tüm çalışmaların yönetildiği merkez, Adıyaman’da depremin yaralarını sarmak için çalışıyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri depremin en çok etkilediği dört kentte depremzedeler için yaşam alanları oluşturmaya devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Adıyaman’da kurduğu 2 dönümlük koordinasyon merkezinde bölgeye gelen yardımlar Adıyaman’ın merkezinden dağ köylerine kadar ulaştırılırken, merkezde geçici barınma alanı oluşturmak için de çalışmalar sürüyor.

Koordinasyon merkezindeki çalışmalar hakkında bilgi veren İzmir Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Birimi Sorumlusu Aysel Özkan, “İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak buraya konuşlandık. Önce lojistik alanımızı kurduk. Burada 3 bin 500 kişilik yemek üreten aşevimiz ve yardım birimimiz yer alıyor. Yemek dağıtımımız beldeler, köyler ve ihtiyaç noktalarında sürüyor. Adıyaman’da görevli Mersin ve Kocaeli Büyükşehir Belediyelerimize de destek olduk. Bunun dışında gıda ve hijyen paketi, battaniye, giyişi ve soba yardımı yapıyoruz. Vatandaşlarımız bize ulaşıyor, biz de onlara ulaşıyoruz süreci en hızlı şekilde yönetmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

“İğneden ipliğe ne varsa verdiler”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin koordinasyon birimi için gönüllü olarak yer tahsis eden ve merkezde kalarak destek olan 60 yaşındaki Adıyamanlı depremzede Hasan Yavuz, yardımları için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür etti. Yavuz,  “Depremden sonra buraya ilk İzmir Büyükşehir Belediyesi geldi. Bizden yer istediler, ben de yerimi onlara verdim. Burada sıcak yemek dağıtıyorlar. Köylere götürüyorlar. Allah İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’den, çalışanlarından razı olsun. Bütün ihtiyaçlarımızı karşılıyorlar. Belediye gelmeden önce burası bir kabus yeriydi, korkuyorduk. Onlar geldikten sonra biraz canlandık. Çadır verdiler, odun verdiler, iğneden ipliğe ne varsa verdiler. Dağ köylerine kadar yardım götürüyorlar” ifadelerini kullandı.