Ülkelerin ekonomik güçleri, eğitim seviyeleri ile doğru orantılıdır. Ekonomik güçleri yüksek olan ülkelere baktığımızda, diktatör yönetimlere rastlanılması mümkün değildir. Zira bu ülkelerde eğitim seviyesi yüksek olması nedeniyle, kendine efendi seçmez, ülkesine hizmet edecek hizmetkarlar seçer. Akıllarını kiraya veren ve menfatini düşünen toplumlar, düşünmedikleri için özgür karar veremediklerinden, hem kendilerini köleleştirirler, hemde ülkesinin ekonomik batağı sonucunda, ülkelerinin batmasına neden olurlar.
Bu nedenlerden dolayı, temel eğitimden itibaren, ezber eğitim sistemi yerine, itaat etmeyen ve sorgulayan bireyler yetiştirebildiğimiz zaman, yalana kanmayan ekonomide üretimi artıran, gelişmiş bireyler yetiştiren ülke oluruz.
Ekonominin güçlü olmasını, arabaların yakıt depolarının doluluğuna benzetebiliriz. Deposu dolu araç, nasıl uzun ve güçlü yolları rahat katederse, Eğitimli ve okumuşluk düzeyi yüksek toplumlardada, her türlü güçlüğü aşarak katma değeri yüksek, üretimler yaparak, ekonomisi güçlü ve bağımsız ülkeler inşa edilir.
Eğitim sadece, belirli merkezlerde değil, her yaşda ülkenin en uzak köşelerine kadar kaliteli bir şekilde verilince, Ekonomik gelişmişlik, tarımdan turizme ve teknolojik üretime kadar, kaliteli verimli ürünler elde edilir ve sunulur. Dünyadan örnek verecek olursak, ziraatte İsrail ve Hollanda’yı, turizmde İtalya’yı ve İspanya’yı, teknolojide ise Japonya’yı ve Almanya’yı gösterebiliriz. Bu örnekleri çoğaltmakta mümkün. Kaliteli eğitim olduğu zaman, kaliteli toplum olacağından, siyasiyelerdede kalite yüksek olacak ve eğitimli insan gücünün ülkeyi terketmesi önlenerek, ülkenin gelişmişliğinin kalıcı olacağı görülecektir. Aynı şekilde, ekonomisi güçlü ülkelerde siyasetciler hamaset yapmadan, liyakate önem vererek ya hizmet ederler yada tarihi süreçlerinde silinirler.
Sonuç olarak; okuyalım, okutalım sorgulayalım ve üretelim. Daha güzel yarınlar, üreten güçlü ekonomilerle mümkündür. Kaliteli eğitimle, kardeşce barış içinde, güzel yarınlara.
Saygılarımla