Ülkemizin ekonomik ve siyasi pozisyonu AKP iktidarının önümüzdeki dört yıl boyunca seçim yapmadan gitmesine izin vermeyecek durumdadır.
Özellikle yerel seçimler sonrası oluşan siyasi tablo insanların aklına, “Erken seçim” düşüncesini getirmiştir.
CHP bu seçimden birinci parti çıktı, çok önemli büyükşehirlerde açık ara kazandı. Ancak seçime kadar olan süreçte 1989 yılı seçiminden sonra SHP gibi hata yapılırsa iktidar avuçlarından kayar gider.
Erken seçim olacak, bu seçimden başta AKP olmak üzere kimse kaçamayacak. Herkes hesabını buna göre yapmalı. CHP tüzük değişikliğini bir an önce yapmalı, aksayan örgütlere acilen müdahale edilmeli. Yazının başında yazdığımız gibi mevcut ekonomik verilerle iktidarın 4 yıl daha ayakta durması mümkün değil. Türkiye’nin normalleşebilmesi, modern devlete dönmesi, yargının bağımsız şekilde işlemesi, eğitimin düzelmesi, sağlık sisteminin iyileşmesi, yurt dışından ucuz kaynakların bulunması, yatırımların artırılması, güven tazelenmesi ve diğer başlıklar için Türkiye’de siyasi aktörlerin değişmesi gerekiyor. Bizce bu da yeterli değil, yeniden parlamenter sisteme geçilmelidir.
Uluslararası arenada da durum iyi görünmüyor. Ülkemizin finans çevrelerinde kredisi tükenmiş, yapılan yanlış dış politika tercihleriyle Türkiye’nin turizmi, ekonomisi, finans kaynakları işlemez hale gelmiş, sadece yandaşa rant dağıtan, kendi çevresini zenginleştiren, hazineyi kendi çevresine bağlayan bu iktidarın görevde kaldığı sürece yerimizde saymaya devam ederiz.
Emekliye yeterli zam yapılmadı, hatta ülke tarihinde görülmemiş şekilde çalışan memura verilen seyyanen zam ilk kez emekli memura verilmedi, çünkü hazine dipsiz kuyu.
Şimdi CHP başta olmak üzere muhalefet halkın tercihini kazanabilecek siyasi söylemler üzerinde çalışmalı, halkın beğenisini kazanacak projeler ortaya koyabilmeli. Emeklilerin, ücretlinin, üreticinin, sanayicinin, esnafın sorunları belli, toplumun büyük bölümü sıkıntılı. Tüm bu kesimlerin sesi olunmalı, olabildiğince fazla sayıdaki kesim kucaklanmalıdır. Toplumdan yükselen sesi duyulmalı, toplumun yaralarını görüp uygun tedaviler yapılmalıdır.
Sadece ekonomi hedef alınırsa yeterli olmaz. Ülkenin kurumları erozyona uğratıldı. Eğitim, sağlık, hukuk, savunma ve daha bit çok alanda kurumların yok edildiği unutulmamalı. Tarafsız olması gereken çok sayıdaki kurumun yöneticileri ilçe başkanı gibi davranıyor. Bu durumun düzeltileceği konusunda halka güvence verilmeli.
Sonuç olarak, ülkenin durumunu mevcut iktidar çözebilecek durumda değil. Kurtarıcı diye getirilen ve insanları, “Yerel halk” olarak nitelendiren Mehmet Şimşek, şimdiye kadar mucizevi bir şey yapamadı. Ayrıca yapılacak seçimde Cumhur İttifakının devam etmesi beklenmiyor. Bu şartlarda muhalefetin doğru işler yaparak0 şimdiden hazırlanması gerekiyor. “En büyük üstünlük bilgeliktir. Değişmeyen tek şey, değişimdir.” (Herakleitos)