Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

 

Demokrasi Katlinin Son Örneği, Ahmet Özer

Geçtiğimiz günlerde Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, sabaha karşı yapılan bir operasyon ile göz altına alınmış, devamında tutuklanmıştır.
Halkın demokratik iradesiyle seçilmiş bir belediye başkanının kaçma olasılığı olmamasına rağmen gece yarısı göz altına alınması, bir kamu kurumu olan belediyenin makam odasının kapısının kırılarak arama yapılması, ülkemizde demokrasinin, hak ve hukukun içler acısı halini gözler önüne sermiştir.


Halkın iradesiyle seçilmiş bir belediye başkanının davetle çağrısı mümkün iken, sabahın köründe evinin basılarak gözaltına alınması hukuka uygun değildir. CMUK, yakalama, göz altına alma ve tutuklama sürecini açıkça tarif etmiştir. Kaçma ihtimali, varsa suç delillerini saklama veya yok etme şüphesi olmayan seçilmiş bir belediye başkanının bu şekilde göz altına alınmasının asıl amacı kişiyi ve onun temsil ettiği halkı itibarsızlaştırmaktır.
Ayrıca, internette yayınlanan Cumhuriyet savcılığının tutuklama talep müzekkeresinde bahsettiği olay ve iddiaların 5-10 yıl kadar geriye giderek tespit edildiği açıklanmıştır. İddia edildiği gibi on yıl önceden suçu sabit olarak gösterilen bir profesörün göz altına alınması için neden bu tarihe kadar beklenmiştir? Bu beklemenin amacı halkın iradesini yok saymak mıdır? Bu suçları yedi ay önce YSK neden görmemiş veya görmesi istenmemiştir?
Herhangi bir belediye başkanının olduğu gibi Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in de suçu varsa yasalara uygun şekilde yargılanmasının yapılıp cezalandırılması mümkündür. Belediye başkanının delillerin karartılma ihtimali olmaması, sabit ikametgah sahibi olması, aldığı eğitim, toplumsal statüsü ve bunun gibi haklı nedenlerle tutuksuz yargılama yapılabilecekken tutuklama yapılması mevcut usul ve yasaya aykırı bir durum oluşturmaktadır.


Bu hukuksuz uygulamalar bir yana, daha suçlu olduğu kesin olmadığı halde acilen tutuklama kararı verilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in yerine zaman kaybedilmeden kayyum atanması demokrasinin ortadan kaldırılmasına yönelik atılmış bir adın olarak görünmektedir.
Gözaltı ile başlayıp tutuklamayla devam eden soruşturma sürecinin her aşamasında yaşanan hukuksuzluklar derhal durdurulmalı, seçmenlerin iradesine ve seçilme hakkına saygı duyulmalı, kayyum uygulamasına acilen son verilmelidir.
Yaşanan bu adaletsizliklerin son bulması ve Prof. Dr. Ahmet Özer özgürlüğüne kavuşması, demokrasi ve hukuk adına halkın beklentisidir.

“Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz.” (M. Kemal Atatürk)