Köşe yazılarımız, yazarlarımızın özgür iradesinde olup, kendilerini bağlar…
Ekonomik Durgunluk ve Sahtecilik
AKP iktidarı göreve geldiği 2002 yılından sonra ekonomik anlamda yakalamış olduğu başarı son yıllarda büyük bir başarısızlığa dönmüş durumda. Ekonomik olarak Dünyanın ilk on ekonomisi arasına girme hedefinden giderek uzaklaşmak ile kalmayıp giderek geriye düşmeye başladık.
Ekonomi kötüleştikçe iş ahlakı giderek yok oluyor, sahtecilik, dolandırıcılık ve gayri ahlaki işlerde artış yaşanıyor. Geçimini sağlamak isteyen insanlar türlü türlü yollara, şeytanın aklına gelmeyecek oyunlara başvurmaya başlıyor.
Sahte zeytinyağı, sahte bal, sahte et, kullanılması yasak olan maddeler, gereğinden fazla kimyasal kullanımı başını alıp gidiyor. Yine sahte ürünler, sahte markalar, sahte ihracat, sahte senet ve çekler, dolandırmak için sahtecilikte sınır kalmıyor.
Tüm bu sahtecilik ve dolandırıcılık işleri olurken, etik, ahlak, din kavramları erozyona uğruyor.
Sahte avukat, sahte doktor, sahte polis olayları giderek artıyor. İşsiz genç sayısı ise çığ gibi artıyor. İşte bu işsiz gençler en çok sömürülen ve en çok suistimal edilip dolandırılan kişiler arasında yer alıyor.
Bugünlerde bu türden sahtecilik olaylarına sıkça tanık oluyoruz. Dijital ortamdaki iş ilanı sitelerinde, bu amaçla kurulmuş sosyal medya platformlarında sahte iş ilanlarına sıkça rastlıyoruz.
İnsanları dolandırmak, onların bilgilerini ele geçirmek, kendilerinin ve firmalarının tanıtımını yapmak, çeşitli yollarla duygu sömürüsü yaparak haksız çıkar sağlamak için sahte iş fırsatlarıyla ilgili bir tuzak oluşturuluyor.
Dolandırıcılar, işe alım görevlisi veya işveren gibi davranarak kurbanları manipüle ediyor. Genellikle işe alım uzmanı olarak kendilerini tanıtarak kuruluşlarla ilişkisi olmayan kişiler, özel e-posta adresleri veya sosyal medya hesapları aracılığıyla iş arayan çaresiz insanlarla iletişime geçiyorlar. Bu tür dolandırıcılık amaçlı ilanlarda, mülakatsız yüksek maaş teklif ediyorlar. Genellikle günlük kazanç vaadiyle tekliflerini cazip göstererek insanlardan başvuru topluyorlar.
İş arıyan çaresiz gençler önlerine çıkan yeni tekliflere açık olduğu sürece bu tür dolandırıcılıkların tuzaklarına kolaylıkla kapılıyor.
Çoğu kişinin iş ve işçi bulmakla zerre alakaları olmadığı halde, tek amaçları sitelerine daha çok ziyaretçi çekerek reklam geliri elde etmek, yalandan iş ilanları ile umut tacirliği yaparak para kazanmak. Zihniyet kötü, sahte kampanyalar her yeri kaplamış. Hangisinin ciddi, hangisinin dolandırıcılık için yapıldığını anlamak ise oldukça zor.
Gençlerimizin bunları tanımak ve önlemek için dikkatli olmaları gerekiyor. Kendilerine gelen ekli e-postalara, tanımadıkları numaralardan gelen SMS ve WhatApp iletilerine karşı temkinli olmalılar. Bu tür kanallardan gelen günlük yüksek kazanç vaadi, mülakatsız işe başlama olanakları maalesef doğru değildir. Ayrıca gençler dijital ortamda gördükleri iş ilanlarını iyice incelemeli, tuzak ilanlardan uzak durmaları gerekiyor.
Gerçi gençlere de hak vermek gerekiyor. Sen yıllarca oku, dil öğren, kendini geliştir. Ama kötü ekonomi yüzünden yıllarca işsiz kal. Üstelik buldum diye sevindiğin işlerde senin iliğini sömürsünler, üç kuruşa köle gibi çalıştırsınlar. Üstüne duygularınla oynayıp dolandırsınlar.
“Dürüst olmak cesaretini gösteren kimse, hiçbir zaman yalan söylemek ihtiyacını duymaz.” (George Herbert)