Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

Aydın’da Engelli Bakım Evi İstiyoruz

3 Aralık Dünya Engelliler Gününde, Aydın’ın Efeler ilçesi Kadıköy Mahallesi’nde Engelsiz Yaşam Merkezi ve Parkı açıldı. Efeler Belediye Başkanı Anıl Yetişkin’in gayretleri ile açılan merkez, ilçede önemli bir ihtiyacı karşılamış oldu.
Zihinsel engelli, işitme engelli, görme engelli, ortopedik engelli, dil ve konuşma engelli, disleksi, otizm ve down sendromu gibi özel durumları olan vatandaşlar, kendilerine özel olarak tasarlanan oyun grupları ve dinlenme alanlarının bulunduğu merkez sayesinde yaşamlarında yeni bir sayfa açacak. Ülke nüfusumuzun önemli bir bölümünün engelli bireylerden oluşması bu tür merkezlere ihtiyacın fazla olmasına neden oluyor.


İstatistiklere göre ülkemiz nüfusunun % 12’sinden biraz fazlası engellilerden oluşur. Başka bir pencereden bakarsak, her 8-9 haneden birinde engelli bir birey vardır. Onlarla aynı coğrafyada yaşıyor, aynı havayı soluyoruz. Onların bizden farkı yok. Onların aileleri de ayda yılda bir çocuklarını bakım merkezine bırakıp gönül rahatlığı ile sosyalleşebilir. Bu ayrıcalık onlar için çok değildir.


Her ne kadar engel tür ve dereceleri farklılık gösterse de, engelli kardeşlerimizin çoğunluğu evlerde hapis hayatı yaşamakta, ailenin diğer bireylerini de büyük ölçüde evlere bağlamaktadır. Bunların günün şartlarına uygun olarak bakımları ve toplumsal hayata etkin katılımları için bir çok kanun, yönetmelik vs. vardır. Burada en büyük görevlerden birisi yerel yönetimlere düşmektedir.
Bir çok sosyal sorumluluk konusunda olduğu gibi, engellilere yönelik yapılacak çalışmalarda başta büyükşehir belediyelerimiz olmak üzere her kademedeki yerel yönetimlerimiz kanunlarla sorumluluk altına sokulmuştur.
İlk aklımıza gelen soru şu; yerel yönetimlerimiz bu sorumluluklarının ne kadarını yerine getiriyor?
Altını çizmek istediğimiz başka bir nokta daha var. Bizler engelli bakımı deyince aklımıza, devletin açtığı merkezlerde veya özel eğitim kurumlarında yapılan çalışmalar geliyor. Bu konuda devletimiz ve ilgili diğer yerel ve ulusal kuruluşlar üzerlerine düşen görevleri yapıyorlar. Ama yapılan hizmetler yeterli ölçüde değil.
Olaya başka bir boyuttan, aileler boyutundan bakmak istedik. Eğer engelli bir bireyiniz varsa işiniz çok zor demektir. Engellinin bakımı, beslenmesi, eğitimi, eğitim kurumlarına taşınması, olumsuz etkilerden koruma çabası, sosyal hayata uyum çalışmaları gibi onlarca göreviniz var demektir. Bunları yaparken, kendinizden, sosyal yaşantınızdan, iş hayatınızdan önemli kısıtlamalara gitmek zorundasınız. Engelli bir bireyi tam olarak bakabilmek neredeyse mümkün değildir. Bu ailelerin psikolojik destek ve engelli bakım eğitimi almış olmasının yanında, sosyal olarak çok iyi desteklenmesi gerekmektedir. Örneğin, 20 yaşından büyük spastik engelli olan ailenin bir yakınının düğününe katılması söz konusu olduğunda, içinde bulunacağı durumu düşünelim. Bu aile engelli bireyini evde, tüm tehlikelere karşı yalnız bırakacaktır. Ya da aileden birisi bu sosyal olaya katılmayacaktır. Ya da engelli bireyi tüm zorluklara göğüs gererek düğüne götürecektir. Siz olsanız ne yapardınız?


Gelişmiş ülkelerde özel, vakıf ve yerel yönetimler tarafından kurulmuş ‘’Engelli Bakım Evi’’ adı altında hizmet veren tesisler var. Bunlar engelli bireyleri belirli süreler için kabul etmekteler. Buralara engelli bireylerini bir süreliğine bırakan aileler belli bir dönem için kendi sosyal yaşantılarına bakabiliyorlar. Ayrıca buralarda engelli bireyin toplumsal hayata uyum sağlayabilmesi için değişik eğitim ve etkinlikler uygulanabiliyor, banyo, kişisel bakım vs. gibi ihtiyaçları da karşılanabiliyor. Hatta yılın belirli dönemlerinde hepsine yönelik eğlenceler bile düzenlenebiliyor. Bu merkezlerdeki tecrübeli bakım elemanları çok yönlü olarak hizmet veriyorlar. Böylece engelli bir bireyin komşuya, evin küçük oğluna, nineye, dedeye emanet edilerek tehlikelere açık duruma gelmesi de önlenmiş oluyor. Öğrenme temelli, özel bakım ve tedavi verebilen bu evlerin büyük çoğunluğu yerel yönetimler tarafından açılmakta, çeşitli vakıf ve dernekler ile buradan yararlananlar buraları kendi ölçülerinde desteklemektedir.
Uygun kaliteli bakım ve eğitimin verildiği bu evler yaşamsal öneme sahip. Büyükşehir Belediye Kanunlarına bakıldığında engelliler ve muhtaçlar için önemli düzenlemelerin yapılmış olduğu görülmektedir.
Sosyal belediyecilik ve halka hizmet söylemleri ile yola çıkmış bulunan Aydın Büyükşehir belediyesinin ve başta Efeler Belediyesi olmak üzere ilçe belediyelerinin de bu konuda merkezler açmasını bekliyoruz. AYBA ile farklı bir çizgi yakalamış olan Özlem Çerçioğlu’nun ve Efeler İlçesinde Engelsiz Yaşam Merkezi açan Anıl Yetişkin’in bu görevden kaçmayacaklarını ve binlerce kişinin hizmet beklediği bu alana da el atacağını umuyoruz. Benim ve binlerce engelli ailesinin umutlarının boş çıkmaması dileği ile.

“Unutmayın! Çocuklarınız sizin değildir. Onları Yaratıcıdan ödünç aldınız.” (Kızılderili Atasözü)