Ülke kritik bir süreçten geçiyor ama hava puslu. İki turlu seçimin üzerinden daha üç ay geçmeden ekonomi çakılmış durumda. İki aydır enflasyon yüzde on civarında gerçekleşiyor ki, bunlar neredeyse ülke tarihinin en yüksek değerleri. Üstelik bunun böyle olacağı biliniyorken, halkın seçimlerde bu yönetime oy vermesi başlı başına sosyolojik araştırma konusu. Üstelik tüm şartlar uygunken muhalefetin seçimi kazanmaması ise ayrı bir sosyolojik durum. Ayrıca muhalefet sürekli değişim ve yenilenme konusunda konuşurken kimsenin kılı kıpırdamıyor. Durum böyle olunca muhalefet dut yemiş bülbül edasında köşesine çekilmiş bekliyor. Artık neyi bekliyorsa.
Şimdi önümüzdeki aylarda tüm partilerin genel kurulları yapılacak. CHP Ekim ayı başına kadar İl Kongrelerini tamamlayıp Kasım başında Kurultay yapacak. Görünen eski kadroların korunduğu, değişen isimlerin bile mevcut yönetime yakın olduğu. Bu şartlarda değişim ve iktidara yürüyüş zor görünüyor.
Aynı sıkıntı yerel seçimler için geçerli. CHP seçmenlerinde bir yılgınlık söz konusu, buna bağlı olarak seçimi kazanmak eskisinden daha zor, yani pabuç pahalı. Muhalefetteki tüm parti örgütleri bu seçimlerde çok dikkatli olmalı, bu seçimde alınabilecek yenilgi seçmeni iyice kendinden uzaklaştırıp oligarşik düzene zemin hazırlar, yani pabuç pahalı.
Aydın’da ilçe örgütü seçimleri siyasi tahakküm iddiaları altında tamamlandı. Heyecanı olmayan süreç sonunda tek adayla girilen seçimler kazanıldı. Ancak; Efeler, Söke, Kuşadası, Nazilli, Yenipazar gibi ilçelerde delege olamayanlar süreçten memnun değil. Hatta önümüzdeki hafta bunların bir kısmının partiden topluca istifa edeceği söyleniyor. Bu istifalar ile beraber bir belediye başkanının da istifası kulislerde konuşuluyor. Sözü edilen istifalar demokrasimizin katili 12 Eylül Faşizminin yıldönümünde gerçekleşirse çok manidar olur. Ancak unutulmaması gereken, Aydın halkının bilinçli olduğudur. Aydın halkı kendi partisinden istifa eden belediye başkanına prim vermez. Hele hele adı sürekli rant kelimesi ile yan yana geçenlere, kendini küçük görenlere, omurgası olmayan siyasetçilere hiç prim vermez.
Gelelim Kasım ayında yapılacak Aydın İl Kongresine.
Mevcut yönetim uzun bir süredir bu görevi yürütüyor ve artık yoruldular. Biz buna metal yorgunluğu diyoruz. Siyasi örgütlerde yapılan çalışmalar yoğun efor gerektirdiği için uzun zaman bu görevleri yürütmek zor oluyor. Bir de işletme körlüğü var. Zamanla yapılan yanlışlar doğru gibi görünmeye başlıyor ve verim kısa zamanda hızla düşüyor. İşte bunun önüne geçmek için CHP’de örgütler iki yılda bir seçime gidiyor.
Az önce dedik ya, hava puslu ve pabuç pahalı. İşte bu ortamda başarıyı yakalayabilmek için kan değişimine her zamankinden daha çok gereksinim var. İlçelerde pek olmayan bu değişimin il yönetiminde olması önemli ve gerekli. Artık işi bilen, örgütten gelen, iletişimi iyi, partiyi seçimlerde forse edebilecek, parti üzerindeki ölü toprağını kısa sürede atabilecek kadrolara ihtiyaç var. Kulislerde çeşitli kişilerin adı geçiyor ama bu isimler arasında bu işi götürebilecek bir kişi var, o da Fikret Ercan. Kendisi ile önümüzdeki günlerde açıklayıcı bir yazıyı kaleme alacağız. Umarım kendisi başarılı olur ve siyasi deneyimi ile partiyi daha iyiye götürür.
Yeri gelmişken, Efeler, Söke, Çine, İncirliova, Yenipazar başta olmak üzere tüm ilçelerde Belediye başkanı adaylarının titizlikle belirlenmesi gerekiyor. Hele hele adı şaibelerle anılan aday adayı isimlerle asla seçimlere gidilmemelidir. Yoksa Dimyat’a pirince evdeki bulgurdan oluruz. Burada en büyük görev Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na düşüyor. Halkı ve örgütü dinlemeli, tarafsız anketler yaptırmalı, ona göre aday adaylarına destek olmalıdır. Aksi durumda kaybeden ilçe belediye başkan adayları ile birlikte kendisi de kaybedecektir, bizden söylemesi.