MEMLEKETİN HALİ
Türk Şiirinin Ustalarından Melih Cevdet Anday 1952 yılında yazdığı Telgrafhane Şiirine “Uyuyamayacaksın.
Memleketin hali,
Seni seslerle uyandıracak.
Oturup yazacaksın….” diye başlıyor. Gerçekten de Memleketin hali, Bizleri sesleri ile uyandırıyor ve yazıyoruz. Nasıl yazmayalım ki? Duyarsız kalmak mümkün değil.
Örneğin Yurdumuzun Beka Sorunu olan konulara göz atalım, ne durumdayız diye bakalım istiyorum.
BEKA; Özellikle Toplumlar için, ölmezlik, kalıcı olmak. Var olmaya devam etmek anlamıdır.
1. EĞİTİM; Yeni kuşakların Toplum yaşamında yer almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışların edinmelerine, kişiliklerini gelişimine yardım etme biçimidir. Yurdumuzdaki Eğitim Öğretim Sistemlerine baktığımızda sorunlar yumağı olduğunu görüyoruz. Özellikle bu Öğretim yılında Ülkenin hiç bir Kamu kurumunda Tasarruf Tedbirleri Genelgesine uyulduğunu hissedemiyoruz. Ancak iş Milli Eğitim Bakanlığına gelince (Taşımalı Eğitim, Temizlik, Ders Kitapları konuları) Tasarruf Genelgesi yürürlüğe giriyordu. Okul Öncesi, İlk – Orta – Yüksek Öğrenimi, Halk Eğitim Kursları, KPSS sonuçları, Atamalara kadar çözüm bekleyen sorunlar yığını karşımızda durmaktadır. Öte yandan Edmund Burke (Yurdu savunmanın en ucuz yolu Eğitimdir) diyerek Eğitimin önemini çok güzel anlatmıştır. Çünkü eğitimli birey yurduna ve kendisine yönelik tehlikeleri önceden görür ve önlemini alır. Oysa yurdumuzdaki bir BAKAN (Eğitim Üniversitede gerekli) diye bir tuhaf bakış açısı getirmiştir.
2.SAĞLIK: Vücudun ve Ruhun esenlik içinde bulunması durumudur. Oysa Yurdum İnsanının hem Bedensel hem de Ruhsal olarak normal olduğundan söz edemeyiz. Her ne kadar Kanuni Sultan Süleyman (Olmaya Devlet Cihan’da bir nefes Sıhhat gibi) dese de günümüzde Sağlık Bakanlığının tutumu ve uygulamaları bunun tersidir. Çünkü Yetkililer (Giderlerse gitsinler) diyerek Binlerce Sağlık Emekçisinin Yurt dışına gitmesine neden olmuştur.
Millet Hastahanesi saplantısı ile yüzlerce Devlet Hastanesini sistem dışına atmıştır. Ayrıca Hastane, Hekim, İlaç ulaşımı konuları karşımızda durmaktadır.
3.EKONOMİ: Bir insan topluluğunun veya bir ülkenin; yaşamak için üretme ve bunları bölüşme biçimlerinin, eylemlerin ilişkiler toplamıdır. Oysa yurdumuzda dünya ekonomi Sistemlerine uygun hareket edildiğini söyleyebilir miyiz? Kesinlikle hayır. Çünkü vatandaşların ödemiş oldukları Vergilerin nerelere ve nasıl ödendiğini bilen de, anlatan da yoktur. Bu da vatandaşın güven duygusunu yok etmiştir.
4.SAVUNMA SANAYİİ: Yurdumuzdaki yerli ve Milli Tank – Palet Fabrikasını bedava sayılacak fiyata satmıştık. Şimdi yurdumuz coğrafyasındaki Ülkeler arası sürtüşmeler sonunda, kaynak arama derdine düşülmüştür. Vatandaşın cebine, hesabına, Banka kartına, yastık altındaki değerlere nasıl ulaşılacağının yolları aranmaktadır. Çünkü her konuda olduğu gibi bu hassas konuda bile ( F 35 Uçak, S 400 Füze gibi) Yurtdışına mahkum durumdayız.
5.İÇ – DIŞ SİYASET, İÇ SİYASET; Yabancı Hükümetlerle etkileşimlerde karşılık olarak konulara odaklanır. Ülkenin huzur, mutlu ve güvenli biçimde yaşamaları için çalışmaktır.
Dış Siyaset; Bir Ülkenin sınırları dışındaki Yakın ve Uzak Ülkelerle ilişkilerin düzenlenmesidir.
İç ve Dış Siyasetimiz Yurdumuzun Sosyolojik, Ekonomi, Eğitim, Kamu Yönetimi, Tarih , Coğrafya ve Uluslararası İlişkileri gibi alanları kapsamaktadır. Bence Yurdumuzun Bekası için; Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin Fabrika Ayarlarına dönmesi gerekmektedir. Anayasal Kurum ve Kuruluşları ( siyasal ve idari müdahale de bulunmadan ) çalıştırmalıyız. Örneğin Devlet Planlama Teşkilatı geri getirilmelidir. Planlama yapılmadan bu sorunların hiç birisi çözülemez. Sadece Devlet olarak ve Vatandaş olarak Gözümüz bağlı, karanlıkta yönümüzü bulmaya çalışırız. Ancak konumuza dönersek; Yurdumuzun Bekası için;
Eğitimli, Sağlıklı, Ekonomisi yeterli olan , Yurdunun Tarihine ve Geleceği ile ilgili, Yurdumun içinde bulunduğu Coğrafyayı bilen nesiller yetiştirmek zorundayız. Bence Sözün Özü;
İTİBARDAN DEĞİL
YURDUMUZUN BEKA SORUNUNDAN TASARRUF EDİLMEZ…
Ve her zaman olduğu gibi; Toplum olarak akıl ve beden sağlığımızı korumamız gerekiyor.
Saygılarımla.
17 Ekim 2024