Pamuk üreticisi dertli: “Bu seneden sonra bir daha pamuğa dönüp bakmayacağız”
Eski Nazilli Ziraat Odası Meclis Başkanı Mesut Yörükoğlu, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, pamuk üreticilerinin sorunlarını anlattı. Ürünlerin düşük fiyata satılmasından şikayet eden Yörükoğlu, şunları söyledi:
“3 senedir aynı fiyata satılmasına rağmen biz 3 senedir ısrarla pamuk ekmeye devam ediyoruz. Herhalde bu seneden sonra bir daha pamuğa dönüp bakmayacağız. Pamuk çok sıkıntılı. Piyasası çok sıkıntılı. Üretmesi çok sıkıntılı. Sonuca gelindiğinde, istediğiniz verimi alamıyorsunuz. Piyasa sizlere gereken parayı vermiyor. Üretmenin sonucundaki kazancı elde edemiyorsunuz. Bugün Nazilli Ovası’nda geçmişte 40 bin dönüme yakın pamuk arazisi vardı. Bu arazinin tümü de pamukla doluydu ve ne vardı, Sümerbank vardı, Tariş vardı. Sümerbank’ı kapattıktan sonra Tariş’i ve kooperatifleri devre dışı çıkardıktan sonra, 2000’li yıllarda, Pamuk ve endüstriyel ham bitkiler sürekli fiyat kaybetmekte. Üstüne üstlük, Türkiye’de çok bir kritik ürüne sahip olan bu pamuğun ithal edildiğini de biliyoruz. İthalde hiçbir kota konmuyor. Hiçbir vergi alınmıyor. Bizi dış piyasadaki pamukçularla mücadele eder koşula getiriyorlar. Biz bunu da yapamıyoruz. Neden olarak mazotumuz, gübremiz, diğer üretilen yerlerden iki-üç kat daha daha fazla. Maliyetimiz çok fazla. Geçen seneye göre üç katına gübre kullanıyoruz. İlacımız üç katına kullanıyoruz.
Bizim bir de göz ardı ettiğimiz sulama paralar var. Bizim bu bölgede Devlet Su İşleri’nin tesislerinden yaptığımız sulamalar var. Geçtiğimiz yıl dönümü 350 liraydı, bu sene 780 liraya çıktı. Bunlar ayrı bir maliyet getiriyor. Ya bu sulamanın bütün ürünleri etkisi var. Pamukta biz bunun daha etkisini hissediyoruz. Biz pamukta istediğimiz suyu alamıyoruz. Yeterli suyu alamıyoruz. Ama tam suluyormuş gibi de o parayı ödüyoruz. Diğer bir konu ise pamuğun toplama maliyetleri. Geçtiğimiz sene 800 liraydı pamuk toplama dönüm başına. Şu anda piyasada bin 250 liraya kadar pamuk toplama ücretleri var. Yüzde 50 artmış durumda. Pamuk toplayan makineci de haklı. Makinacının kullandığı mazot, amortisman giderleri çok fazla. Neresinden bakarsanız bakın pamuk piyasası çökmüş durumda. Ziraat odası kayıtlarına göre, Nazilli bölgesinde 13 bin dönüm pamuk ekilmiş. Bu gelecek sene 7 bin dönümlere kadar düşer. 40 bin dönüm pamuk ekilirken, Nazilli’de şu anda 13 bin dönüm pamuk ekimi, geri kalanında yem bitkileri ve hayvan bitkileri bunlar silajlık mısır ve yonca var.
“Bütün maliyetler 3 katı arttı, bizim pamuğumuz yerinde sayıyor”
Bu, pamuğun bittiğinin göstergesi. Pamuk gittikçe gidiyor. Çok değerli endüstriyel bir bitki, yapacağımız bir şey yok. Bizim hükümetten beklediğimiz, tarımın tüm ürünlerinde olduğu gibi, bu maliyetleri aşağıya çekebilmemiz için gübrede, mazotta ilaçta gerekli desteği yapması en azından ÇKS’de belirtilen kayıt kadar işlenen arazi kadar kullanacağımız gübrede, ilaçta, mazotta yüzde 50 sübvanse etmesi lazım. Bu olmazsa tarım biter. Tarıma bağlı sanayi biter. Tarımın bitmesi demek Türkiye’nin bitmesi demektir.”
İktidardan tarımcıların sesine kulak vermeleri çağrısında bulunan Yörükoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tarımcının sesine kulak versinler, derdine çare bulsunlar. Eğer olmazsa Tarım çökerse, Türkiye çöker. Şu anda Nazilli bölgesinde pamuk toplanmaya başlanalı 10-15 gün süre oldu. Havanın normal gitmesi ile rahat bir pamuk toplama oldu. 10 gün içinde tamamen pamuk toplama işi biter. Pamuk piyasasında, serbest piyasada şu anda 23 liraya alıyorlar. Tariş belli bir fiyat açıkladı. Onun da ödeme zamanı belli değil. Şu anda bildiğim kadarıyla 24 lira ile 25 lirayı geçen bir fiyat yok pamukta. Geçen sene de aynı fiyattı, bu sene de aynı fiyat. Bütün maliyetler üç katı arttı, bizim pamuğumuz yerinde sayıyor.
Bu pamuk eskiden toplandığında Nazilli’de düğün bayram yeri gibi olurdu. Sümerbank çok iyi şekilde ürün alırdı. Çalışan işçiler, çocuklarını bu dönemde evlendirdi. Çiftçi bu dönemde düğün nişan yapardı. Sümerbank’ı başta bitirdiler. 2000 yılında kapattılar. Tariş’teki kooperatiflere verdiği desteği çektiler. Bu gelen 20 yıllık hükümet. Bizim tutunacak yerimiz kalmadı. Artık pamuk toplandığı gün, neşeli düğün evi değil sonuca baktığımızda, yas tutan bir ölü evi gibi olduk.”
“Çiftçi hiç kazanan taraf olmuyor”
Genç çiftçi Mustafa Kabak ise sorunlarını şöyle dile getirdi:
“Ben genç bir çiftçiyim. Pamuk üreticisiyim. Ama pamuğun durumu belli. Fiyatı ve oluru yok. Masraflar arttıkça pamuk geriye gidiyor. Dünyada pamuk üretiminde Türkiye 6’ncı sırada fakat gün geçtikçe ilk 10’a dahi giremeyeceğine eminim. 1 kilo pamuk 22-23-24 lira arasında gezerken 1 litre mazotu kaç liraya aldığımız belli. Gübremiz belli. İlacımız çok fazla sulama paraları fazla. Sulamamız da çok zor. Verdiğimiz emeğin karşılığını alamıyoruz. Gelecekte ne olur bilemem ama Türkiye’ye gelecekte pamuk üretmez. Ben pamuk üretiminin yanı sıra makine ile hasat yapıyorum. Geçtiğimiz sene ile bu sene arasında maliyetlerimi çok fazla arttı. O zaman toplamaz maliyetini de artıyor. Biz de haklı sayılıyoruz. Geçtiğimiz sene 22 lira 23 liraya kal mazotlar şu anda 45 lirayı buldu. Maliyetler arttıkça bizim de çiftçiye yansıttığımız toplama maliyetleri de artıyor. Bu yüzden çiftçi hem toplamada hem satışta hem üretmede mağdur durumda. Hiç kazanan taraf olmuyor. Pamuk toplaması bittiği zaman para tahsilatı yapılacağı zaman çiftçiden para istemeye yüzümüz bile olmuyor. Çünkü hakkıyla pamuğu satamıyor. Çiftçi nereye para yetiştirecek gübreciye mi, ilaca mı, su parasına mı, makine operatörüne mi, nereye yetiştireceğini bilemiyor. Çiftçi de haklı.”
Kaynak: anka