Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

SANCAK TUĞ ALEM

CELAL KÜÇÜK

SANCAK

  • Orduların simgesel olarak kullandıkları bayrağın adıdır. Türklerde bayrak devleti, sancak silahlı kuvvetleri temsil eder. Silahlı Kuvvetlerin onur simgesidir.
  • Sancak, Türkçe saplamak fiilinden türemiştir. Sanç; mızrak veya kargıyı saplamak, vücuda saplanan ağrı olan SANCI aynı kökendendir. Sancağın 3 ayrı anlamı vardır:

Bayrak ve tuğ gibi toprağa dikilen veya bir anıtın üstünde dalgalanan bir semboldür…

Denizcilikte geminin burun istikametindeki sağ tarafıdır.

Osmanlı’da bir bölge veya gelir getiren yerlere denir.

  • Sancaklarda kırmızı renk isyanı, siyah renk korsanlığı, sarı renk hastalığı, yeşil renk ise hacıları belirtmek için kullanılır.
  • Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda, “Sancak, Silahlı Kuvvetlerin şeref timsalidir, muhafazası Silahlı Kuvvetlerin mukaddes vazifesidir ” der.
  • Türk devletleri genellikle siyah, sarı ve al renkte sancaklar kullanmışlardır. Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçuklular imparatorluk sembolü olarak siyah sancağı kullanırlar. Sancakı Sultan veya Sancakı Saltanat
  • Osmanlılarda, cihat ve gaza kavramını temsil eden yeşil sancak kullanılırdı.
  • Sultan sefere çıktığı zaman Sancakı Şerif ile birlikte 7 tuğ götürürdü. Osmanlıda devlet törenlerinde sancak beyine bir sancak, bir tuğ; Beylerbeyine bir sancak ve iki tuğ verilirdi.
  • Paşa sancakları daha küçük ve daha sadeydi; üzerinde hilal ve güneş olmazdı. Alamet olarak Zülfikar vardı ve yıldızlarla süslenirdi.
  • Selim devrine kadar sancaklarda, güneş, hilal, yıldız. Zülfikar motifleri kullanılır, 3.Selim zamanında kalyon sancaklarının rengi kırmızı olur ve hilale 8 köşeli yıldız eklenir.
  • Mahmud devrinde, resmi sancak ay yıldızlı al sancak olur.
  • Mahmud’un Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasından sonra kurduğu Asakiri Mansurei Muhammediye (Muhammed’in muzaffer askerleri) ordusu için Sancak’ı Şerif benzeri, üzerinde kelimei şahadet veya Fetih ayetleri bulunan siyah sancaklar yapılır.
  • Yeniçeri ocağı kaldırılınca, çok yaygın kullanılan bayrak kelimesi Yeniçeriliği ve Bektaşiliği hatırlatan diğer kelimelerle birlikte bayrak sözü yasaklanır. Bayrak yerine sancak denmesi emredilir. Bugün hala bayrak ile sancak sözcüklerinin karıştırılmasının nedeni budur.

Bayrak-Sancak

  • Bayrağın direği sade, kılıfı deridir, Sancağın direği sırma püsküllü, kılıfı kırmızı deridir.
  • Bayraklar yünlü kumaştan çeşitli boyutlarda, Sancak kırmızı atlastan ve 150x 100 cm. ölçüşünde yapılır.
  • Bayrak, törenlerde sancağın sağında durur. Sancak, mutlaka törenle alınıp asılır.
  • Sancak kıta komutasıyla hareket eder. Sancak Kıtası: 4 kişiden oluşur. Sancağı tutan sancaktar, 2 sancak muhafızı ve Sancak Kıta Komutanı.
  • Emniyet Genel Müdürünün ve Polis Akademisi Başkanının gibi Emniyet Teşkilatında da sancak bulunur. Bunlar askeri sancaklardan farklı olarak beyaz püsküllüdür.

SANCAKI ŞERİF:

  • Muhammed’in savaşlarda kullandığı Sancak’a verilen addır. Alemi Nebevi, Alemi Şerif, Livai Şerif, Rayat, Ukab da denir. Bugün Topkapı Sarayı’nda, Mukaddes Emanetler Dairesi’nde bulunmaktadır.
  • Sancakı Şerif. İlk İslam bayrağıdır, savaşlarda her zaman ordunun önünde taşınırdı. Hicret’in ilk yılında (622), beyaz bir kumaştandı. Hayber Savaşında (629), bayrağın rengi siyah yapılır. Bu siyah bayrak, sonraları Sancakı Şerif olarak tanınır. Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı almasıyla da Osmanlılara geçer.
  • Osmanlılar tarafından Şam hazinesinde korunurdu. Sürre alayıyla beraber Mekke’ye götürülüp getirilirken 1593 Avusturya seferi dolayısıyla Şam yeniçerileriyle birlikte, Sadrazam Sinan Paşaya gönderilir.
  • 1596’dan itibaren padişah, Sadrazam ve Serdarı Ekrem savaşa çıktığında onlarla birlikte Sancakı Şerif de sefere götürülür. Bu zamanla gelenek olur, Sancak artık Şam’a gönderilmez İstanbul’da mukaddes emanetler arasında saklanır.
  • Savaşa çıkmadan 40 gün önce, yasa ile belirlenmiş kurallarla, Padişah tarafından Has Oda’daki sandığından dualarla çıkartılır, göndere takılırdı.
  • Bugünkü Sancakı Şerif orijinal değildir. Hz. Peygamber’e ait orijinal Sancakı Şerif’in kumaşı zamanla yıpranınca, aslına uygun olarak; ipek, atlas ve kumaş malzemeden 3 adet yeni sancak dikilir. Orijinal Sancak’ın parçaları bunların üzerlerine dikilir.
  • Bu üç sancaktan birini padişah sefere giderken götürürdü. Sadrazam serdar olarak gidiyorsa 2. Sancak sadrazama teslim edilir; 3. ise Hazine’de saklı dururdu.
  • Sefere Padişah çıkmıyorsa, Sancakı Şerif’i Veziri Azama (Sadrazam, Serdarı Ekrem) sancağı şahsen Padişah teslim eder ve dönüşünde de yine kendisi teslim alırdı.
  • Sancakı Şerif, İstanbul’da meydana gelen önemli yeniçeri isyanlarında da dışarı çıkartılır, Böylece asilerin üstünde önemli bir manevi tesir yapılarak isyan bastırılırdı.
  • Sancak çıkartılırsa her Müslüman’ın onun altına toplanarak cihada katılması farz idi.
  • Sarayda harem kapıcılarından 40 kişi sancaktar unvanıyla Sancakı Şerifin korunmasında görevliydiler.
  • Sancakı Şerif, ilk olarak 1596 yılında Sultan 3. Mehmed’in Eğri Seferi’nde (Macaristan Eger şehri), son olarak da 1. Dünya Savaşı’nda (1914) “Cihadı Ekber” için çıkartılmıştır.

AK SANCAK:

  • Padişahların kendi adlarına ait, sancakları vardı. Bunlara “Saltanat Sancak’ı, Ak Sancak” denir. “Ak Sancak; Evliyei Sultani, Alemhayı Osmani, Alemi Padişah, Livayı Saadet” gibi adlar ile anılırdı.
  • Üzerinde ilgili padişahın adı yazılı, beyaz renkte, sırmalı, başları ay yıldızlı, üzerlerinde “Fetih Suresi 1. ayeti” yazılıydı: “İnna Fetehna Leke Fethan Mübina” (“Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik”)
  • Sancak-ı Şerif ile birlikte “Ak Sancak” Mehteranı Alem ya da Alemdaranı Hassa denilen “Sancaktar Bölüğü” tarafından korunur ve taşınırdı.

 TUĞ

  • Tuğ sözcüğünün Moğolca kökenli olduğu sanılıyor. Önceleri at kılı, at tüyü anlamında kullanılırken, sonraları işaret, alamet anlamına gelir.
  • Tuğlar, bir savaş belirtisi ve aleti idiler. Eski Türklerin bayrağı idi. Tuğ kutsal “Tibet Öküzü ’nün” kuyruğundan yapılırdı. Tibet Öküzünün nesli tükenince yerine at kuyruğundan tuğlar yapılır. Şaman dininin etkisiyle Türkler bayrak ve flamalarına at kuyruğu takmayı uzun süre devam ettirmişlerdir. Savaş tuğlarının gönderi çok uzundur.
  • Türk devletlerinde tuğlar, rütbelerine göre komutanlara verilir, beraberlerinde bulunurdu. Savaşta baş komutan, uzaktan orduyu tuğların yardımı ile yönetir, yönlendirir, kontrol ederdi. Taktiğini, satranç oyunundaki gibi, kurabilir ve geliştirebilirdi
  • At kültürü ile tuğlar, birbirlerine yakından bağlı idiler. Atlı Türklerin, ailelerinden sonra, ikinci değerli varlıkları, atları idi. Türk devletlerinde, en önemli devlet sembolünün, at perçemleriyle donatılmış ve süslenmiş gönderleri vardı.
  • Sultan Alparslan, Malazgirt savaşından önce, atının kuyruğunu kesmiş (dullamış), ondan sonra atına binerek, savaşa girişmişti. Kendini önceden şehit olmaya, hazırlamış; atının da kuyruğunu keserek, onu efendisizliğe hazırlamıştı
  • Türklerde ölenlerin, atlarının kuyruk veya yelelerinden alınan perçemler, bir sırığa bağlanarak, mezarlarına dikilirdi. Zamanla at kuyruğu yerine renkli püsküller kullanılmaya başlanmıştır.
  • Tuğ eski Türk devletlerinde sancak görevi de görmektedir. Günümüzde ise tören ve benzeri kutlamalarda kullanılır.
  • Tuğ tek başına da kullanılabilir ancak genellikle 9 Tuğ ile birlikte kullanılır.

ALEM

  • Bir bayrak tepesinde yer alan alem insanlık tarihi kadar eskidir.
  • Arapça ilm; bilmek, bildirmek, işaret etmek kökünden türemiştir. Belli eden, bildiren, iz, işaret, nişan, yol gösterendir. “Büyük sancak ve bayrak” anlamında kullanılır. Bayrak, damga, sınır işareti, minare tepesi gibi anlamlara da gelir
  • Savaşlarda, mızrak gibi uzun bir gönderin ucunda birliklerin önünde taşınırdı.
  • Alemler, bayrak ve sancaklar her zaman manevi bir güç taşımış ve kutsal sayılmışlardır.
  • İlk alemler totemik devirlere aittir. Bunlar tanrı suretleri, dinsel semboller ve çeşitli hayvan şekillerinde bakır, tunç, gümüş, altın gibi madenlerden yapılırdı. Dini törenlerde, savaşlarda en önde taşınan gönderlere takılmış küçük heykellerdi.
  • İ.Ö 3 bin yıllarına ait Alacahöyük kral mezarlarında bulunan Hatti güneş kurslarıyla geyik ve boğa heykelleri ilk alemlerdendir. (Hitit Güneşi).
  • Romalılar Savaş tanrıları Mars ve Minerva’nın heykelcikleri gibi alemler kullanmışlardır. İ.Ö 2. yy. den itibaren Roma ordusun alemi kanatlarını açmış, saldırı vaziyetinde kartal figürü olur. İtalya’da Faşizm ve Almanya’da Nazizm dönemlerinde ise bu aynen taklit edilir.
  • Museviliğin alemi (sembol) mührü Süleyman, Hıristiyanlığın alemi haçve İslamiyet’in alemi de hilal

 

NOTLAR

  1. Bugün “bayrak direği” anlamında kullanılan gönder “kargı, mızrak” demektir.
  2. Türkler, çadır ve sancak direklerinin tepesine küre şeklinde taktıkları alemlere Farsça mang’a ( Mon, ay) Türkçe cukekiyle monçuk, mençuk (küçük ay) süs taşı adını verirler. Bu da küçük top, bilye anlamındaki boncuk kelimesinin kökenidir.
  3. Osmanlıda hiyerarşik düzende sırayla padişah, sadrazam, eyalet valisi ve sancak beyleri gelirdi. Sancakların altında kazalar ve nahiyeler bulunurdu.
  4. Tugay: Bir tuğ altında toplanmış askeri birlik; tuğgeneral (Tümen: onbinlik). Tuğra (padişah mührü-padişah alameti) aynı kökenden gelir. Toğ, Tok (tüylü), eski Türkçede tavuk demektir. Duvak, Tuğak, gelinin yüzünü örten tüyler, aynı kökenden gelir,

Selamlar

Celal KÜÇÜK