Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

SELAHATTİN DEMİRTAŞ

“gök gri
bulut yalancı
kandırıp düşürse derde
bil ki güneş var güzelim
her zaman olduğu bu yerde
korkma
bağır
olmadı Hızır’ı çağır
Hızır senin kalbindedir
sen Hızır’sın be güzelim
durda suya bak istersen
istersen kör aynalara
sen de Hızır var güzelim
vur kendini mor dağlara”

(Selahattin Demirtaş)

VELİ YALÇIN

“Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim.
Ulrike Meinhoff

Öptüğümüz yer tertemiz olsun, güldüğümüz zaman herkes sevinsin diyenlere..

Aram Yayınları’nın Ağustos 2020 tarihinde yayınladığı, “Ape Musa Musa Anter 100 Yaşında” derleme kitabında şair Ahmet Telli, yazar Resul Hamzatov’ un “Benim Dağıstanım” kitabından bir alıntı gibi yapar. “Kişiye kim olduğunu sorduklarında, belli başlı tüm bilgileri içeren nüfus kağıdı, pasaport gibi belgelerini gösterir. Eğer bir halka soruluyorsa kim olduğu, halk da bir nüfus kağıdı gibi, bilgilerini, yazarlarını, sanatçılarını, bestecilerini, ileri gelen siyasetçilerini gösterir.” Bu belirlemeden sonra şair A. Telli çok haklı olarak der ki, ” Denilebilir ki, bir halkın karakteri en çok, Hamzatov’un andığı temsiliyet özelliği gösteren kişilerle belirlenir (temayüz eder).”


Hemen hepimizin çok yakından tanıdığı insan, Selahattin Demirtaş, içinden çıktığı halkın, Kürtlerin karakterini en çok temsil eden insanlardan biridir. Sadece Kürtlerin değil, dünyanın neresinde olursa olsun şiddete, baskıya, zulme, sömürüye karşı yeni bir dünyanın kavgasını veren insanlarında karakterini de temsil ediyor. Bir konuşmasında da dediği gibi; “Direnenler birbirinin, gözünün içindeki ışıktan heyecan alırlar.”
***
1973 yılının Nisan ayının 10’unda, Elazığ’ın Palu ilçesinde dünyaya gözlerini açar. Babasının adı Tahir ve annesinin adı Sadiye Demirtaş’tır. Ailenin 3’ü kız 4’ü erkek olmak üzere toplam 7 çocuğu vardır. İlk ve orta öğrenimini burada tamamlar. Liseyi biter, herkes gibi üniversite sınavlarına girer. İzmir 9 Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokuluna girer ve politik nedenlerle iki yıl sonra ayrılmak zorunda kalır. İkinci kez girdiği üniversite sınavının sonucunda Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırır. Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Diyarbakır’da serbest avukat olarak çalışmaya başlar. İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube yönetimine girer ve bir süre sonra 2006 yılında Şube Başkanı olur. Ayrıca Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye Şubesi yönetimlerinde görev alır.
2007 yılında Demokratik Toplum Partisi’nde Diyarbakır Milletvekili olur. 2009 yılında partinin kapatılması sonucunda, 2010 yılında Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) geçer ve 2010 yılında Gültan Kışanak ile birlikte partisinin Eş Genel Başkanlığı olur. 22 Haziran 2014 tarihinde Halkların Demokrasi Partisi’nin (HDP) Figen Yüksekdağ ile birlikte Eş Genel Başkanı olur. Öğretmen Başak Demirtaş ile evli ve iki çocuk (Delal ve Dılda) babasıdır.

48 yaşında olan ve 4 yıldan fazla, 4 Kasım 2016 tarihinden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bir soruşturmasına kapsamında Edirne F Tipi Cezaevi’nde siyasi tutsak olarak tutulmaktadır. Cezaevinde bulunduğu süre içerisinde; 2017 yılında “Katledilen ve Şiddet Mağduru Bütün Kadınlara…” adadığı Seher, 2019 yılında Devran adlı öykü kitaplarını ve 2020 yılında Leylan adlı romanını kaleme alır. Ayrıca birçok şiir yazar ve resim yapar. Gerek siyasi gerekse edebi diliyle milyonlara ulaşır ve onların gönlünde yer alır. Ailemizden biridir; ağabey, kardeş, oğul veya yoldaşımız gibi… Onunla aynı safta yer almayan, en hafif deyimle, karşıtları bile yazdıkları karşında ayağa kalkmak zorunda kalır. Bülent Arınç örneğinde olduğu gibi.

Devran adlı kitabının bir öyküsünde yer alan; bir fizik öğretmenin ağzından çocuklara ifade ettiği “Direnmek güzeldir çocuklar, bu da bir fizik kanunudur”…Gurur duyacağınız bir şey yoksa da utanç duyacağınız bir şey olmasın en azından hayatınızda. Yoksa bu şey, taşıyamayacağınız kadar ağır gelir ve onun altında ezilirsiniz. Hah, bu fizik kanunudur işte” diyen Selahattin Demirtaş’a, kişiliğine, bilincine, duruşuna, yeteneğine ve sağlam bir dünya görüşüne sahip olan bu yiğit insana selam olsun!

İçinde bulunduğumuz burjuva politik yaşamın bütün yapı taşları yerine oturmuşken “oyun bozanlık yapan” bir kişi olarak tarih sahnesinde yerini almış ve bunu fazlasıyla hak etmiştir. Mart 2015 tarihinde, HDP’nin Eş Genel Başkanı olarak tek cümlelik (“Seni başkan yaptırmayacağız”) grup toplantısı ülkenin siyasi yaşamına damga vurmuştur. Kürtlerin, devrimcilerin, sosyalistlerin, alevilerin, yoksulların ve bilcümle düzen karşında ezilenlerin tartışılmaz simgesi olmuştur. Yazar Oya Baydar’ın dediği gibi; “Türkiye Demirtaş kalibresinde bir siyasetçiden, geleceğin önemli bir liderinden, barış ve özgürlük umudundan yoksun…” kalmamalıdır. Bu nedenle onun kişiliğinde aynı umudu taşıyan bütün mücadelecilerin tutsak olduğu her gün, her saat ve her an “Öptüğümüz yer kirlenir, güldüğümüz zaman herkes incir.”
Sevgili Selahattin Demirtaş, suçsa suç be ya, gülüşümüz, kavgamız, direncimiz ve umudunuz solmasın diyedir.

Gezi direnişçilerine, Cumartesi Anneleri’ne, Emine Şenyaşar’a, Rabia Naz’a. Buğrak Oğraş’a, Çorlu Tren Katliamı Ailelerine, demokrasi, özgürlük ve insani yaşamı için kavgası verenlere selam olsun.

Yazıyı O’nun içeride yazdığı bir şiirin dizesiyle bitirelim istiyorum; “Suçsa suç kardeşim, gülüşü solmasın insanın”

Gözlerinden öpüyorum, hasretle…