Köşe yazılarımız, yazarlarımızın özgür iradesinde olup, kendilerini bağlar…
Sıra dışı Bir Kitap: Arafta Düet
“Günün birinde iki mahkumu asmaya götürüyorlar, bunlardan biri Kürt, diğeri Türk’müş. Adet olduğu üzere idamlık mahkumlara son istekleri sorulur. Kürt, “Ben anamı görmek istiyorum” der. Türk’e sorulur, ”Senin son isteğin nedir?” Türk de şöyle der: “Kürt anasını görmesin…”
“Arafta Düet”, iki yazarın, biri cezaevinde diğeri dışarıda olmak üzere, tanışmadan bir araya gelerek oluşturduğu bir roman. Selahattin Demirtaş ve Yiğit Bener’in kaleminden çıkan bu eser, Dipnot Yayınevi tarafından Haziran 2024’te yayımlandı.
Kitap, sadece 155 sayfa olmasına rağmen, yazarların geçmişleri ve yazım sürecindeki koşulları nedeniyle oldukça etkileyici bir anlatım sunuyor. Demirtaş, yıllardır hapiste olmasına rağmen yazmaya devam eden bir siyasetçi ve yazar. 1973 doğumlu olan Demirtaş, insan hakları savunuculuğuyla da tanınmaktadır. 2016 yılından beri tutuklu ve siyasi rehin olarak cezaevinde kalırken, bu süre zarfında çeşitli eserler kaleme aldı.
2015 yılında “Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız.” dediği için 2016 yılından bu yana uydurma davalarla Edirne Cezaevi’nde siyasi rehine olarak tutuluyor.
Demirtaş, siyasi rehinliği süresince Seher (2017), Devran (2019), Leylan (2020), Efsun (2021), Dad (2023) ve Arafta Düet (2024) kitaplarını yazdı.
Diğer yazar Yiğit Bener ise 1958 Brüksel doğumlu olup, henüz cezaevinde olan Demirtaş ile yüz yüze görüşme fırsatı bulamamış. Bu iki farklı hayatın birleştiği bu eser, farklı bakış açıları ve duygusal derinlikler sunuyor.
Kitap, iki yazarın farklı dünyalarından bir araya getirdiği anlatılarla okuyucuya sesleniyor ve insanlık hâlini sorguluyor. Arafta Düet, edebiyatın sınırlarını zorlayan bir deneme olarak dikkat çekiyor ve aynı zamanda siyasi bir manifesto niteliği taşıyor.
“Bu topraklarda işlenen suçlar 12 Eylül darbesiyle sınırlı da değil…1915’te Ermenilere yapılanlar…Mübadele bahanesiyle ülkesinden kovulan Rumlar ve Balkan Türkleri…Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki Kürt isyanlarının kanla bastırılması…Gayrimüslimlerin mallarına el koymak için yapılan Varlık Vergisi…Dersim Katliamı…6-7 Eylül hadiseleri…Alevileri hedef alan Kahramanmaraş , Madımak ve benzeri katliamları…Bir devletin , kendi vatandaşlarına bu kadar düşmanca davranması normal midir?”
Yalanlara inanmayın bu kitabı okuyun!
Kitabın diğer yazarı Yiğit Bener’in dediği gibi; “Demek ki dostluk ve kardeşlik pekâlâ, hatta birbirini görmeden bile mümkünmüş. Selahattin’in söylediği gibi, “faşist olmamak yeter.”