Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

YAZAMADIM DEMEMEK İÇİN

ERGUN OK

Uzak geçen baharlarıHüzün satan hazanlarıGence kalem kıranlarıYazamadım yazamadım

Kırık dökük umutlarıSakıncalı tutkularıO çocuksu korkularıYazamadım yazamadım

Ali Çınar’ın sözlerini yazdığı, Ahmet Kaya’nın müziğini yapıp okuduğu, benim’de iki dörtlüğünü yazıma taşıdığım bu şiiri bilmeyenimiz yoktur. Yazmanın önemiyle, yazamadıklarına iç döken bu şiir, alır bizi nerelere götürür.

Yaşam denen o kısacık aralıkta ne canlar, yolda yoldaşlar verdiğimizin resmi gibi dikilir yazamadıklarımız karşımıza. Suskun bırakılmanın nelere mal olabileceğini hepimiz bilir’de neden susmayı tercih ederiz?

“YÜZ YÜZE” proğramının “Dünden bu güne Ömer Günel” bölümü, usta sanatçı Rahmi Dilligil’in de konuk olduğu 45 dakikalık proğramı hayretler içinde izledim. Bir kişinin gerçek biyografisi bu kadar güzel ortaya koyulamazdı. İdealist genç bir avukat, tüm heyecanıyla yaşanan siyasi usulsüzlükleri gözler önüne seriyor, çatık kaşları markasız sade kıyafetleri ile temiz mazisinin güvencesiyle kendinden emin haykırıyor.

Bir sessizlik çöküyor odama, düşünüyorum 5 yıl şehri yönettikten sonra o güzel hallerini yitirmiş, bu günki kibir abidesi geliyor aklıma, soru soran vatandaşa “Beğenmiyorsanız mahkemeye verin” diyebilen, dün kürsüden yaptığı usulsüzlükler nedeniyle yerden yere vurduğu ilçe başkanıyla, aynı şeyleri yapabilen, betonlaşmaya karşı çıkan, seçilmiş meclis üyesine baskı yapıp “Böyle olması gerekiyor, kabul etmiyorsan istifa et” diyen, alınmış kaşları, marka kıyafetleri botokslu bir kişi karşımıza çıkmış bizden oy istiyor.

Şaibeli mıcır olayında dayak yiyen gazeteci, fen işlerinde kaldırım şaibeleri, halkın iradesini hiçe sayıp, Tariş arsasına diktikleri o ucube bina yetmez gibi, bahçesini de dadalayanlar. Belediye binasını yıkıp, türkülerle kent meydanı adı altında 30 yıllığına oraları bir zengin’e verenler, yetmedi hızını alamadı, yıllardır bekleyen toprak sahayı’da 30 yıllığına o zengine verip, kendilerini alkışlattılar. Sosyal medya hesaplarında uçuşan ilişkilerden midemiz bulandı. Bir vakıf ile güvercin uçurup, Kuşadası’nın dağını taşını betona çevirdiler. Sayıştay 2022 raporlarında “O vakıf ayrı bir kuruluş olduğu için denetlenemedi” ibaresini görmedik mı sanıyorlar? Minare Kılıf meselesinde uzmanlıkları tartışılmaz, biliyoruz.

Bu şehri değneksiz köy bellediler, çökmüş Belediye bütçesi’ni bile algıyla başarı sınıfına sokup, kendilerini alkışlattılar. Yazamadıklarıma yarınlarda yanmamak için herşeyi yazmam gerek biliyorum.

“Kişi herşeye rağmen koltuktan kalkmıyorsa altına pislemiştir” diye bir deyiş var. Paranın gücüne inanmış onun kölesi olmuşsun, etrafına bir bak bakalım gerçekten bir tane dostun varmı? Bu gün bir düş, o kolkola gezdiğin kurtlar önce seni yiyecekler.

Şimdi sana oy verelim’de zenginleri daha zengin mı edelim, kimin gücüyle rüzgar esiyor bilmeyen kaldımı?

Pir SultanAbdal dergahından çıkan Hızır Paşa’yı öyle bir tanımış ve geleceğini görmüş ki, şöyle demiş: “Sen o illerde el etek öper ehil sahibi olur, hemde bu ile vali olur, beni bile asarsın”

HARAM YİYEN İLE YEMEYEN BİR OLURMU, EDERİMİZ BİR AVUÇ TOPRAK DEĞİLMİ?

ERGUN OK