Yazı’ma “Kuşadası’nın gerçek sorunu nedir?” diye bir soruyla girmek isterim. Peki bu soruya kaç kişi cevap verebilecek?
Böyle bir soruyla ortaya çıkınca, herkes kendi mahallesi yada sokağının sorununu dile getiriyor. Bilmiyorlarki bunların tamamı yapılabilir işler, sorun değil.
Kuşadası’nın ilk sırada gelen sorunu, bir mastır planı olmadan düzensiz çarpık bir yapılaşmayla büyümesidir dersem, arkasından Kuşadası körfezinde hergün olan, zaman zaman hissedip korktuğumuz depremlerdir dersem, doğal kaynaklarımızın yok edilişi, doğa talanı dersem dikkatinizi ne kadar çekebilirim?
Yerel yönetim seçimlerine şurada kaç gün kaldı? Adayların tümü belirlendi, peki başkan adaylarının dışında asıl karar verme organı olan meclis üyeleri kimler oldu, onları tanıyormusunuz, inceleyebildiniz mi? Tanıyoruz bunları, liyakatlı yaşadığımız kenti yönetebilir diyorsanız, diyecek birşey yok ama tanımıyorsanız oy vererek nasıl bir hata yapacağımıza bir örnek verelim.
Kuşadası bundan 5 yıl öncesine kadar böylemiydi, etrafınızda dün olmayıpta bugün olan sizin için faydalı ne var? Süratle yapılan altyapısız binalarla, talan edilen bir Kuşadası’ndan başka birşey görebiliyormusunuz?
Bukadar bina yapıldı, % 90 nı yazlık konut, yani keyfiyetle yapılan getirisi ve kente katkısı olmayan yapılaşma, ikamet edilmediği için nüfus olarak’da katkı sağlayamayan, sadece inşaat sektörünün cebini dolduran rant oyunu.
5 yıl içerisinde, mevcut Belediye Başkanı’nın da ikrar ettiği gibi, Kuşadası betona boğuldu. Bu ve Buna benzer olumsuzluklara dur diyebilecek merci neresi?
Belediyemizin ne kadar mal varlığı satıldı biliyormusunuz? Belediye binası yıkıldı yerine kent meydanı yapılmak için bir zengin’e verildi. Yavuz Sultan Selim Köprüsü bile 16 yıllığına ihale edilmişken kent meydanı 30 yıllığına nasıl veriliyor? Hiç düşündünüz mü, 30 yıl sonra kent meydanı diye yutturulan bu rant kapısı ne halde olacak? Bilmiyorsanız bir bilene sorun bakalım, bu alana inşa edilecek otopark kaç araçlık, sadece bu otoparkın birkaç yıllık geliriyle bu meydan ve dükkanlar yapılabilir mi? Ankara’nın ünlü Ata kulesi bile 10 yıl süreyle verilmişken, böylesine önemli getirisi olan bir yer 30 yıllığına ihale ediliyor. Daha toprak sahayı ve devamında gelecekleri anlatmama gerek yok sanırım.
Ömer Günel’in Başkanlığıyla geçirdiğimiz 5 yıllık dönemde bütün bunlar yapılırken parti ayırt etmeden seçtiğimiz meclis üyelerinden hiç muhalefet sesi yükseldi mi? Halbuki bir tek meclis üyesinin muhalefeti oyunu bozardı, malûm önemli kararlarda meclis üyelerinin tamamının onayı aranır.
Şimdi gelelim Kuşadası’nın gerçek sorununa; BİZ DÜRÜST YÖNETİCİ SEÇMEYİ BECEREMİYORUZ,SEÇİMLER’E SİYASETEN KAYIRMAYLA BAKIP BURNUMUZUN UCUNDAKİ FIRILDAĞI GÖREMIYORUZ.