Dilin Önemi
PROF. DR.YAŞAR KEMAL YILDIZ YAZDI
Dil insanlık tarihi boyunca iletişim kurma aracı olmuş ve duygu düşünce ve bilimsel verilere kadar her tür davranışlar sözel ve yazı dili olarak kullanılmıştır.
Kullanılan dil sade ve kısa olmalı, cümlelerde bağlaçlar arttıkça ve cümleler uzadıkça anlatılmak istenen ana fikir kaybolur. Dilde kullanılan kelimeler dilin köküne uygun olmalıdır. Yani mümkün olduğu kadar yabancı kelimeleri kullanmaktan sakınılmalıdır. Elbette diller coğrafya, bilimsel çalışmalara ve sosyolojiye bağlı olarak, diller arasında etkileşim doğaldır. Önemli olan en az seviyede etkileşim ile dilin doğru olarak kullanılmasıdır.
Bir dildeki kalite, eğitim seviyesine paralel olarak belirlenebilir. Günlük yaşamında 300 kelime ile ömür sürdüren bir toplumda eğitim kalitesi ve seviyesi oldukça düşüktür. Bu tür toplumlar sorgulayıcı düşünme yerine, itaat ederek sadece karın doyurma işlevleri ile ömür süren geri kalmış toplumu ifade eder. Bakış açıları çok dardır. Kullanılan günlük kelime sayısı 2500 – 3000 kelime ilr konuşan toplumlar, gelişmişlik düzeyleri yüksek ve ileri toplumlardır. Bu toplumlarda eğitimli bireylerin fazlalığı aşikardır. Eğitimli bireyler 300 kelimelik toplumlarda pek sevilmezler. Cehaletin öyle bir kötü yönüde bilmeyene değer verir, bileni yok etmeye çalışırlar. Elbette toplumlarda en az bir yabancı dil bilmeleri toplumsal kaliteyi artırır. Pek çok avantajı vardır. Bu yabancı dil ne kadar artarsa o kadar yararları vardır, aynı zamanda bilimsel çalışma yaparken literatür toplarken, verilerden yaralanırken aracı olmalı ve bilim dili ise, toplumun rüyasında bile kullandığı dil olmalıdır. Yani ana dilde bilimin en güzeli yapılır. Yabancı dil seviciliği yapanlar, bir an sömürge uluslara baksınlar, çoğu sömürge ulusların dillerine sömürge ulusların dillerini çok bilirler ama bilimsellik ve gelişmişlik yoktur.
