Önümüzdeki kritik bir seçim var. 33 gün sonra Türkiye hem Cumhurbaşkanını, hemde yeni parlamento üyelerini seçecek. Buna bağlı olarak siyasi partiler ve ittifaklar geçtiğimiz hafta sonu aday listelerini açıkladı. Listeler genel olarak memnuniyetsizlik yaratmış görünse de önümüzdeki süreçte tüm parti seçmenleri tarafından benimsenecektir.
Hazreti Ali’nin bir sözüne burada yer vermek isteriz: “Hikmet ehli nefis hiddetle değil sükunetle teskin olunur.”
Ülkenin geleceğine yön verecek, halkın geleceğini şekillendirecek böylesine önemi büyük seçimler telaş ve hiddetle değil, sükûnetle ve akılla yapılırsa daha faydalı olur. Bu şekilde davranırsak seçim sonucu ne olursa olsun kimse sıkıntıya girmez. Şartlar ne olursa olsun, eğer bir insan, öfkesinde aşırılığa giderse, o öfke, onun ruhunu yakar ve aklını sağlıklı karar veremez duruma sokar. Çünkü öfke aklı selim davranmayı ve mantığı ortadan kaldırarak yanlış düşünceye sevk eder.
Seçim öncesi listeler belirlenirken tüm partiler ön seçim yapmış olsaydı daha sağlıklı listeler oluşacak, seçmenler oluşan aday listelerini çok iyi sahiplenecekti. Ayrıca mevcut aday adaylarından çok daha fazla aday adayı ortaya çıkacak, bu aday adayları seçimden çok önce sahaya inerek seçmenlerin daha fazla konsolide olmalarını sağlayacaktı. Mevcut listelerde yer alanlara baktığımızda gördüğümüz bir başka konu, ön seçim olsaydı adayların önemli bir kısmı listelerde yer alamayacaktı.
Görünen o ki listelerde yer alamayanlar, destekledikleri aday adaylarını listelerde göremeyenler, eski vekillerden memnun olmayanlar için yine eski adayları listelerde görenlerin ayranı kabarmış durumda. Elbette listeler tüm seçmeni memnun edemez. Ancak çoğu seçmenin hemfikir olduğu aday adayları listelerde yer alsaydı, elbette daha sağlıklı olurdu.
Aslında CHP’de 2018 seçimlerinde de benzer bir liste yanlışlığı olmuştu. O zaman Aydın’da CHP dört milletvekili çıkarır diye bakılıyor, ve beş olur mu hesapları yapılıyordu. Listenin seçmen tarafından memnuniyetsizlik yaratması, özellikle dışarıdan aday monte edilmesi, milletvekili sayısının üçe düşmesine neden olmuştu. Aynı yanlış liste hatasını tekrarlamak Genel Merkez tarafından hoş olmadı. Umarız ki geleceğimiz açısından önemli bu seçimde seçmen parti yönetimlerinden daha sağduyulu davranacak ve ülkede iktidar olabilecek kadroları Ankara’ya gönderecektir.
Şimdi kırgınlıkları, kızgınlıkları unutma, gönül verdiği siyasi düşünceye sahip çıkma zamanı geldi. Artık hiddetle değil, sakinlikle düşünüp, ona göre davranıp, elimize gelen rejimi normale döndürme fırsatını kaçırmamanız gerekir. Bazı şanslar yalnız bir kez kapımızı çalar. İşte bu şansı yakalamak ve kaçırmamak gerekir. Yoksa son pişmanlık fayda vermez.
Yine bir atasözü ile yazımıza son verelim. Atalarımız, “Keskin sirke küpüne zarar” demiş. İçinde olduğumuz ortamda öfkeyle kalkıp zararla oturmamak gerekir. Hiddetle değil, Sakinlikle hareket edelim ve sonradan pişman olmayalım.
Olan oldu, salıncaktan düşen çocuk gibi parka küsecek halimiz yok. Başımız dik çalışacağız. Seçime giren tüm parti ve adaylara başarılar dileriz.
“Politikada hiçbir şey kazayla olmaz. Olmuşsa, öyle planlanmıştır.” (Franklin D. Roosevelt)