2\3 Sayılı Vergi Usul Kanunu Madde 4’e göre vergi tahsilatını vergi dairesi yapar?
Vergi Dairesi; mükellefi tespit eden, vergiyi tarh ve tahakkuk ettiren ve tahsil eden dairedir. 2\3 Sayılı Vergi Usul Kanunu madde 135’e göre vergi müfettişleri vergi incelemeye yetkilidir. Verginin tahsil edilmesi konusunda ne dolaylı ne de dolaysız hiçbir yetkileri yoktur.
Temmuz ayında bütçe 48,6 milyar lira fazla verse de, Ocak-Temmuz döneminde birikimli bütçe açığı miktarı 434,7 milyar liraya ulaştı. Bu artışın nedeni, deprem harcamaları, israf ve yolsuzluklar, artan enflasyon, seçim harcamaları gibi faktörlerle birlikte bütçe açığının daha da yükselmesidir.
Bu durumda Hazine ve Maliye Bakanlığı uygunsuz yollarla harekete geçmiştir.
Merkez Bankası, parasal sıkılaştırmayı hızlandırırken, bankaların reel sektöre fon sağlama konusunda isteksiz olduğu bir dönemde, Hazine ve Maliye Bakanlığı vergi alacaklarını tahsil etme konusunda etik olmayan adımlar atarak vergi müfettişlerini tahsilata zorlamıştır.
Torba kanun teklifi ile kamunun ek borçlanma yetkisi 2 trilyon 181 milyar liraya yükseltilmiştir. Hazine ve Maliye Bakanlığı bu nedenle yetkisi olmayan vergi müfettişleri ve vergi daireleri aracılığıyla büyük bir borç tahsilat hamlesi başlatmıştır.
Siyasi İktidar paraya sıkıştıkça ve kriz derinleştikçe değişik yöntemlere başvurmaktadır.
Bunlardan biri tahsilat konusunda hiçbir yetkileri olmayan vergi müfettişlerini vergi dairesine oturtarak vergi dairesi müdürü ve gelir uzmanları ile vergi mükelleflerine mobbing uygulamalarıdır. Gerekçeleri de borcun çok olmuş, vadesi geçmiş, bunları derhal öde yoksa defterlerini incelemeye alırız ya da tüm mallarına haciz koyarız gibi söylemlerdir.
Vergi mükellefi vergi affından yararlanmış olsa bile hiç fark etmemektedir. Verginin ödenmesi konusunda mükelleflerden resmi ya da gayri resmi yazı almaktadırlar.
Diğer yandan mükelleflerinin hiç haberi olmadan banka hesaplarına, ihracat ve ithalat bedellerine haciz koymaktadırlar. Şirketin üzerine kayıtlı ticari araçlara haciz koyarak parka çekip ticari faaliyetlerini engellemektedirler. Haczedilen ticari araçların ise derhal satışı istenmektedir.
Her bir-bir buçuk yılda vergi affı çıkartan iktidar, mükelleflerin vergi affından yararlanmaları için matrah artırımı ve stok affına zorlamaktadır. Gerekçe olarak da aftan yararlanan mükelleflerin vergi affına uğrayan yıllar için mükellefleri incelemeye almama garantisi vermektedir.
Bu nedenle de mükellefler başımıza bir iş gelmesin incelemeye alınırız diye özellikle KDV’den matrah artırımı yapmaktadırlar. Hatta affa uğrayan yıllar için inceleme başlatılmışsa affa başvuran mükelleflerin defterleri iade edilip inceleme yapılmamaktadır. Ayrıca vergi aflarından yararlanan mükellefler eğer naylon fatura ya da muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenlemişlerse bu belgeleri yapanlar KDV’nin yarısını ödedikleri takdirde inceleme yapılmamaktadır.
Ve matrah farkı çıkartılamayacağı yasayla hüküm altına alınmasına rağmen iktidar kendi çıkardığı vergi affı yasasını kendi lehine bozmuştur.
Bu da mükellefte siyasi iktidara karşı büyük bir güvensizlik yaratmaktadır. Şöyle ki: Vergi dairesi müdürleri vergi mükelleflerini arayarak vergi affına uğramış yıllar için mükelleflerden bazı faturaları beyannamelerden çıkartmalarını istemektedirler. Aksi halde vergi müfettişlerinin incelemesine sevk edileceğini, özel esaslara alınacağını ya da bu faturaların resen beyannamelerden çıkarılacağını söylemekte ve bu konuda vergi dairesi müdürleri mükelleflere baskı yapmaktadır. Bu üç durumun da mükellefler açısından hukuki bir dayanağı yoktur. Affa uğrayan yıllar için böyle bir iddiada bulunulamaz, özel esaslara alınamaz ve incelenmeye sevk edilemez. Özel esaslara alınan mükellefler KDV iadesi ve ihracat iadesi alamamaktadırlar. Eğer mükellef özel esaslara alınmışsa diğer mükellefler özel esaslara alınan mükellefle ticaret yapamazlar çünkü yaparlarsa özel esaslara alınan mükelleften dolayı onlar da vergi iadesi alamazlar. Aslında özel esaslara almanın hukuki bir dayanağı yoktur. Mükellefler vergi mahkemelerine başvurarak bu vergi dairesinin idari işlemini iptal ettirebilirler. Vergi dairesi müdürleri vergi affına uğramış yıllar için mükellef, KDV için matrah artırımı yaptığı halde beyannameden çıkarırsa mükellef o zaman çıkartılan faturalardaki KDV’yi gecikme cezasıyla birlikte ödemek zorunda kalır.
Şimdi siyasi iktidara soruyorum: Neden vergi affı kanunu çıkarıyorsunuz? Neden vergi müfettişlerini vergi mükelleflerinin üzerine göndererek tahsilata zorluyorsunuz? Vergi müfettişleri, vergi zabıtası ve tahsilat memuru değildir.