Kuşadası Veli-Der’den Eğitim Sistemi Değerlendirmesi: Sert Eleştiriler ve Yarıyıl Karnesi
Mehmet Gültekin haberi
Kuşadası – Veli Eğitim ve Dayanışma Derneği (Veli-Der) Kuşadası Temsilciliği, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının ilk yarısını değerlendiren bir basın açıklaması düzenledi. Kuşadası Belediyesi Gazibeğendi Tesisleri’nde gerçekleşen toplantıda, eğitimin mevcut sorunları ve çözüm önerileri gündeme getirildi.
Açıklama, derneğin Kurucu Başkanı Sevim Özgenç tarafından yapıldı. Özgenç, Türkiye’deki eğitim sisteminde süregelen sorunlara dikkat çekerken, okullarda tarikat ve cemaat yapılanmalarının artışı ve eğitimin özelleştirilmesi gibi uygulamaların sistem üzerindeki olumsuz etkilerine vurgu yaptı. Özgenç’in ardından, Veli-Der’in Kurucu Üyesi Nilgün Yeşilçimen tarafından Milli Eğitim Bakanlığı’na yönelik hazırlanan “yarıyıl karnesi” okundu.
Yayımlanan karnede, eğitim sistemindeki pek çok uygulama “1” notu ile başarısız olarak değerlendirildi. Özellikle tarikat-cemaat işbirlikleri ve özelleştirme uygulamaları karnede öne çıkan eleştiri başlıkları oldu.
Velilerden İlgi Büyük
Basın açıklaması, katılımcılar tarafından yoğun bir ilgiyle takip edildi. Etkinlik sonunda bazı izleyiciler, Veli-Der’e üyelik başvurusunda bulunarak derneğin faaliyetlerine destek verme kararı aldı.
Etkinlik, katılımcıların bir sonraki buluşmada tekrar bir araya gelme dileğiyle sona erdi.
Tarih: 17 Ocak 2025
Veli-Der yetkilileri, eğitim sistemindeki sorunların çözülmesi için tüm velileri dayanışmaya davet etti.
VELİ-DER KUŞADASI TEMSİLCİLİĞİ BASIN AÇIKLAMASI
Değerli basın mensupları,
Veli-Der Kuşadası Temsilciliği olarak yarıyıl tatiline girerken tespitlerimizi kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
İlçemizde, tıpkı ülkemizin her köşesinde olduğu gibi, eğitim sistemi derin yaralar almış durumdadır. Geleceğimizin teminatı olan öğrencilerimiz, eğitimden mahrum bırakılarak büyük bir haksızlığa uğratılmaktadır. Bu durum, toplumumuzun geleceğini de tehdit etmektedir.
İKİLİ EĞİTİM, OKUL SAATLERİ VE TAŞIMALI EĞİTİM
İktidarın eğitim sistemine müdahaleleri, ilçemizde de yıkıcı sonuçlar doğurmuştur. Yaz saati uygulaması gibi keyfi kararlar, öğrencilerimizi karanlıkta okula gitmeye zorlamaktadır. Deprem riski taşıyan veya yetersiz okul binaları nedeniyle, bazı okullarda uygulanan ikili eğitim sistemi, öğrencilerin öğrenme süreçlerini olumsuz etkilemekte, derslerin hem niteliğini hem de kalitesini düşürmektedir. 30 dakikaya düşürülen ders süreleri ve artan öğrenci yükü, eğitim sistemimizin temelini sarsmaktadır.
ÜCRETSİZ OKUL YEMEĞİ
Tasarruf adı altında yapılan kesintiler ve taşımalı eğitimin durdurulmasıyla kırsal kesimdeki öğrencileri eğitimden uzaklaştırmıştır. Köy okullarının kapatılması yanında okul yemeklerinin kaldırılması, yoksul ailelerin çocuklarının beslenme sorununu daha da büyütmüş, eğitimde eşitsizliği derinleştirmiş, “parası olan okur, olmayan okumaz” anlayışını güçlendirmiştir.
İkiçeşmelik’teki okulda öğrenci sayısının artmasıyla birlikte, sanat, spor ve bilimsel etkinlik alanları ortadan kaldırılarak, tüm odalar dersliğe dönüştürülmüştür. Sınıf mevcutlarının 40’ı aşması, öğrencilerin öğrenme süreçlerini olumsuz yönde etkilemekte ve öğretmenlerin iş yükünü artırmaktadır. Okulun bulunduğu bölgedeki yoğun trafik ise, öğrenci ve öğretmenlerin can güvenliğini tehdit eden ciddi bir sorun haline gelmiştir. Bu nedenle, sağlıklı bi eğitim ortamı için bu mahalleye yeni bir okul yapılması acil bir ihtiyaç haline gelmiştir.
MESLEKİ EĞİTİM MERKEZLERİ (MESEM)
Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM), ne yazık ki, öğrencileri geleceğe hazırlamak yerine onları ucuz iş gücüne dönüştüren bir mekanizma haline gelmiştir. Yetersiz güvenlik önlemleri, öğrencilerin hem fiziksel hem de psikolojik olarak risk altında kalmasına neden olmaktadır. Planlı meslek eğitiminin terk edilmesi ise, öğrencilerin geleceklerine dair umutlarını söndürmektedir.
TARİKAT VE ÜLKÜ OCAKLARI İLE YAPILAN PROTOKOLLER
Laik ve bilimsel eğitim anlayışı, son yıllarda yaşanan siyasi müdahalelerle ciddi zararlara uğramıştır. Din derslerinin zorunlu hale getirilmesi, seçmeli derslerin kısıtlanması gibi uygulamalar, eğitim sistemimizi ideolojik tartışmalara alet etmektedir. Özellikle laik ve bilimsel yaklaşımlarıyla bilinen ÇYDD gibi sivil toplum kuruluşlarının talepleri dikkate alınmazken, tarikat, ülkü ocakları ve benzeri yapılara davetiye çıkarılması, okullarda etkinlikler düzenleyerek eğitim sistemine müdahale etmelerine zemin hazırlamakta ve eğitimin siyasal bir araç haline getirilmesine, halktan yana bir eğitim anlayışından uzaklaşılmasına neden olmaktadır. Bu durum, anayasa ile güvence altına alınmış olan laiklik ve bilimsellik ilkelerine aykırıdır ve öğrencilerin özgür bir ortamda kendi kişiliklerini geliştirmeleri engellediği gibi tek tip insan yetiştirilmesini sağlamaktadır.
EN TEMEL OKUL İHTİYAÇLARI
Ekonomik kriz, öğrencilerimizin gelişimini olumsuz etkilemektedir. Devlet tarafından ücretsiz okul yemekleri yanında, ısınma ihtiyacının giderilmesi ve hijyen malzemelerinin sağlanması gibi temel ihtiyaçların karşılanması, öğrencilerin sağlıklı bir şekilde eğitim almaları için şarttır.
Okul aile birlikleri, velilere ek yük getiren bürokratik yapılar olmaktan kurtarılmalı, daha demokratik ve katılımcı bir yapıya kavuşturulmalıdır.
Tüm bu sorunlara rağmen, öğretmenler, öğrenciler ve veliler olarak umudumuzu kaybetmiyoruz. Çağdaş, laik, bilimsel ve eşitlikçi bir eğitim sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu süreçte, yanımızda olan tüm kişi ve kurumlara teşekkür ederiz.
EĞİTİM HAKTIR, TİCARİLEŞTİRİLEMEZ!
YAŞASIN BİLİMSEL LAİK EĞİTİM!
KÖY OKULLARI HAYATTIR KAPATILAMAZ!
YAZ SAATİ UYGULAMASINA SON!