AYDIN’DA 6 ŞUBAT DEPREMLERİNE ANMA
Aydın Emek ve Demokrasi Platformu ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Aydın il Koordinasyon Kurulu (TMMOB), Efeler Atatürk Kent Meydanı’nda yaptıkları basın açıklamasında 6 Şubat Maraş ve Hatay depremlerinde yaşamını kaybedenleri andı. Kent Meydanı’nda yapılan açıklamada yaşamını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda da bulunuldu.
Ortak basın açıklamasını TMMOB adına Sebahat Akıncıoğlu okudu.
Değerli basın emekçi, Değerli katılımcılar
6 Şubat 2023’te yaşadığımız deprem felaketinin 1. yılındayız.
Ülke tarihimizin en büyük acılarından birisini bundan tam 1 yıl önce yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz.
Afet yönetim sürecinde gösterilen zafiyet nedeniyle, ortaya çıkan her sorunun yeni sorunlara kapı aralamasıyla bugüne kadar geldik.
Öncelikle, hayatını kaybeden yurttaşlarımızın acısını ilk günkü gibi yüreğimizde hissederek, başsağlığı, sabır ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz.
Resmi rakamlara göre 50 bin 783 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, 107.204 yurttaşımızın ise yaralandığı açıklandı.
Yine Bakanlığın verilerine göre 35 bin 964 binanın deprem anında yıkıldığı, 872 bin bağımsız bölümden oluşan 311 bin binanın ise aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldiği belirtildi.
Yaşadığımız afetin yönetim sürecinde AKP iktidarının sergilediği tutumlardan şunu çok iyi gördük ki, resmi açıklamalarla paylaşılan veriler gerçekliği yansıtmaktan oldukça uzaktır.
Depremde yaşanan kayıplara ve yıkımlara ilişkin tüm veriler aradan geçen 1 yıl sonunda henüz tam anlamıyla açıklanmış değildir.
Depremin ilk günlerinde, yaşanan yıkımın büyüklüğü toplumdan saklanmaya, her şeyin kontrol altında olduğu imajını yaratmaya çalışıldı.
Afetle mücadele konusunda büyük bir başarısızlık gösteren AKP iktidarı, ilk günden itibaren sorumluluğu üzerinden atmak için elinden gelen her şeyi yaptı.
Felaketin boyutlarını büyüten ve hepimizin canının daha fazla yanmasına neden olan şey ise afet sonrasında yaşananlar oldu.
Deprem sonrasında arama kurtarma faaliyetlerinde yaşanan zafiyetler nedeniyle binlerce kişi günlerce enkaz altında kurtarılmayı bekledi. Depremzedeler enkaz altındaki yakınlarını kurtarabilmek için ne bir arama kurtarma timine, ne de gerekli teçhizata ulaşabildiler.
AFAD’ın yetersizliğine ve beceriksizliğine, bir yardım kuruluşu olmaktan çıkartılarak bir şirket haline dönüştürülen Kızılay’ın skandalları eklendi.
Depremzedeler haftalarca çadır beklerken, Kızılay’ın elindeki çadırları şirketlere ve yardım kuruluşlarına pazarladığı ortaya çıktı. Yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları halk sağlığı ve çevre sorunları yaratacak biçimde yürütülmeye devam edildi.
AKP iktidarı tüm bu fiyaskolarını ve beceriksizliklerini bastırabilmek için her zaman olduğu gibi farklı kesimleri hedef haline getirmeye çalıştı.
Deprem sonrasında dünya tarihinde eşine az rastlanır bir dayanışma seferberliği yaşanırken, iktidar partileri ve yandaş gazeteler demokratik kitle örgütlerini, yardım sağlayan gönüllü kuruluşları, belediyeleri hatta tribün gruplarını hedef aldılar.
Yaşanan felaketin sorumluluğunu kabul etmek ve yanlıştan dönmek yerine türlü yalanlarla sorumluluğu başkalarına yıkmaya çalıştılar.
Siyasi iktidar, tüm bu yaşananlardan hiçbir ders çıkarmadığını deprem sonrasındaki uygulamalarıyla bir kez daha gösterdi.
Daha arama kurtarma faaliyetleri bile tamamlanmadan, gerekli deliller toplanmadan alelacele enkaz kaldırma çalışmaları başlatıldı.
Enkazlar bile kaldırılmadan yüz binlerce konutun inşası için sözleşmelerin yapıldığı ilan edildi. Henüz jeolojik inceleme ve etütler bile yapılmadan yeni yerleşim yerlerinin temel atma törenleri yapıldı.
Meslek örgütleri olarak tek adam rejiminin “ben yaptım, oldu” anlayışının devamı olan bu uygulamalarının bilime ve tekniğe uygun hiçbir yanının bulunmadığını haykırdık.
Yapılmak istenen şeyin halkın barınma sorununun çözümü değil, iktidar propagandası olduğunu çok açık bir şekilde ifade ettik.
Tüm bu sorunların aradan geçen 1 yıla rağmen devam etmesi ülkemiz adına utanç vericidir.
1 yılın ardından depremden en fazla zarar gören illerimize baktığımızda aradan geçen onca zamana rağmen temel sorunların dahi henüz giderilememiş olduğu görülmektedir.
Barınma, sağlık, gıda, su gibi en temel ihtiyaçların tam anlamıyla karşılanamaması felakete dönüşen afetin etkisini artırmıştır. Enkaz ve yıkım çalışmaları ise tam bir kaos yaratmakta ve yeni sorunlara sebebiyet vermektedir.
Bu durum depremden etkilenen tüm illerde neredeyse aynı düzeydedir.
6 Şubat depremleri, bugüne kadar yaşadığımız pek çok büyük depreme karşın ülkemizin, şehirlerimizin, binalarımızın, kurumlarımızın ve halkımızın depreme hazır olmadığı gerçeğini çok acı biçimde ortaya çıkarmıştır.
İktidarın gereken dersleri çıkarmadığı gün gibi ortadadır. Ülkemiz bir deprem ülkesidir ve hiçbir göstermelik adım, siyasi propaganda şovu depremlere karşı bizi korumayacaktır.
Yıllar içerisinde, akıl ve bilimi dışlayan anlayışlar doğa olaylarının afete/felakete dönüşmesini sağlamıştır.
Kentsel dönüşüm adı altında yürütülen süreç rantsal dönüşüme kurban edilmeseydi ve deprem tehdidi altındaki yerleşimlerimizin dönüşümü doğru bir şekilde sağlanabilseydi yaşadığımız acıların boyutunu en aza indirebilirdik.
Kentleşme ve barınma politikaları kamucu bir anlayışla oluşturulsaydı, evlerimiz, iş yerlerimiz, kamu binalarımız depremler ile yıkılmazdı.
Ancak, geliyorum diyen deprem gerçeği rant için ve aç gözlü sermayenin menfaatleri için bir fırsata çevrildi.
Yaşadığımız büyük kayıplar ve derin acılar bizlere bir kez daha göstermiştir ki aklı, bilimi, planlamayı ve denetimi dışlayan yönetim anlayışı, ülkemizin geleceğine yönelik en büyük tehdittir.
Tüm bu kayıplar ve hasarlar, 6 Şubat’ın üzerinden geçen 1 yıla rağmen depremzedelerin çözülmeyen sorunları bizlere şunu göstermektedir;
Bu süreçte yaşanan felaketler gibi bundan sonra yaşanacak felaketlerin sorumluluğu da deprem vergilerinin hesabını dahi veremeyen AKP iktidarındadır.
Benzer felaketlerin tekrar yaşanmaması için ranta dayalı, piyasacı, kamusal denetimi ve kamu yararını hiçe sayan politikaların terk edilmesinden başka yol yoktur.
Tekrar hayatını kaybeden yurttaşlarımızın acısını ilk günkü gibi yüreğimizde hissederek, başsağlığı, sabır ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz.
Herkesi doğa, kent ve yaşam odaklı bir ülke kuruluşu için mücadele çağırıyoruz.
Yaşamlarımız için bu yıkımı ve talanı durduracağız!
VELİ YALÇIN HABERİ