Bir karavan meselesi, o tarihlerde bu günlerdeki gibi adım başı çeşit çeşit lüks karavanlar yoktu. Arabanın ön iki tekerleği nereye dönerse karavan’da oraya döner, yol alırdık. Pek öyle şehir merkezleri de tercihimiz olmaz, gittiğimiz yerde deniz varsa deniz kenarında bir ağaç altı, yoksa bir dere, bir pınar mekanımız olurdu.
O günlerde Zabıta Polis karavanımızı çevirdiği zaman bilirdikki meraktan çevirir, içine özentiyle bakardı, bu günki gibi kovulmazdık.
Karavanımın ön deposunun olmazsa olmazı köpek mamasıydı, mutlaka karâvanımda köpek maması bulundurur, ilk yanaşan köpeğe bir avuç mama verirdim. Mamayı yiyen köpek artık karavandan ayrılmaz, karavanımı korumaya alırdı bilirdi ki, o karavan artık onun ekmek kapısı, köpek sayıları kaldığım süreye göre artar bazen 10 – 15 köpeği bulurdu.
Sabah karavandan çıktığım zaman beni kırallar gibi karşılarlar, etrafımı sararlardı, hele birazda sırtlarını sıvazlayıp sevdiysem artık onlar için sadece ben vardım, kalış süreme göre özellikle kışladığım zamanlarda onları istediğim gibi eğitip, komut bile verirdim. Ya sonra?
Oradan ayrılıncaya kadar süren bir dostluk, ben o bölgeden ayrılıp, başka bölgeye gidince gene aynı döngü başlar, işte köpeklerin dostluğu böyle birşey, safane sadece alacağı bir avuç mama için seninle olan sana sevgisini veren sokak köpekleri.
Çoğaldıkça çeteler halinde yaşıyorlar, aralarına her köpeği de almıyorlar. Sidikleriyle bölge belirleyip, bölgesine giren diğer köpeklere havlamaya başlıyorlar, bütün mesele sadece alacakları mama, mamalarına kimsenin ortak olmaması.
Yaklaşık 10 yıldır karavan hayatını bıraktım, yerleşik hayat önceleri biraz sıkıntılı gelmeye başladı ama artık uyum sağlamaya başladım. Yaptığım köpekleri uzaktan seyretmek. Şimdi bir kedim birde sevgilim var. Etrafımda köpekler yine var ama biraz farklı, buradakileri Belediye besliyor, mamalarını veriyor bakımlarını yapıyor yani bir özgür karavancıya ihtiyaçları yok.
Evet bu köpekler oldukçada akıllı pek öyle fazla eğitime falanda ihtiyaçları yok, mamaları gelsin yeter.
Benim köpeklerimin adı Kara Kadı ve Sarı Kadı’dır ama onlar sizden daha iyidir. Çünkü onlar haram yemez. PİR SULTAN ABDAL