İHD Diyarbakır Şubesi’nden Doğu ve Güneydoğu’da kadına yönelik şiddet raporu: Kadınlar en çok boşanmak istedikleri veya bir konuda tartıştıkları için öldürüldüler
(DİYARBAKIR) – İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla hazırladığı bir yıllık kadın hak ihlali raporunu açıkladı. Raporda, “Kadınlar en çok baba, oğul ve evli oldukları kişiler tarafından katledildi. Kadınlar en çok boşanmak istedikleri veya bir konuda tartıştıkları için öldürüldüler. Kimi kadın uykusunda kimi kadın ise sadece su getirmediği için en yakınları tarafından öldürüldü” denildi.
İHD Diyarbakır Şubesi tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla hazırlanan bir yıllık kadın hak ihlali raporu açıklandı. Dernek binasında düzenlenen basın toplantısında raporunu değerlendirme bölümünü okuyan İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu Üyesi Esra Saçaklıdır, kadına yönelik şiddetin sadece fiziksel değil psikolojik, cinsel, ekonomik, sosyal, sınıfsal şiddet olarak da erkek tarafından kadına yöneltilen şiddet biçimleri olduğunu söyledi. Bu şiddet biçimleri sonucunda toplumsal baskı altında ezilen ve kamu otoriterlerini yanında göremeyen kadınların intihara sürüklendiğini aktaran Saçaklıdır, bu tür intiharların toplumsal cinayet olduğunu, önleme sorumluluğunun devlette bulunduğunu vurguladı.
‘Şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülmeyen soruşturmalar vardır’
Kadın ölümlerinde etkin bir soruşturma yürütülmediğini ifade eden Saçaklıdır, “Raporumuz vesilesiyle tekrar dile getiriyoruz, şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin yürütülmeyen soruşturmalar vardır. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde okurken kaybolan ve kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Rojin Kabaiş’in ölümünün aydınlatılması ve sorumluların ortaya çıkarılması gerekmektedir. İktidarın ataerkil düşünce sisteminin yapı taşı olan ailenin dokunulmazlığı ilkesine bağlılığı, eril ve muhafazakar politikaları, kadınların ve çocukların en güvenli alanları olması gereken evde ölmelerine sebep olmaktadır. Bunun en yakın örneği olan Narin Güran cinayeti bizlere çocuk ölümlerinin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden ayrı düşünülemeyeceğini göstermektedir” diye konuştu.
‘Kadına yönelik şiddet sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde giderek artan toplumsal bir sorundur’
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma kararı ve 6284 sayılı kanunun kaldırılmasına yönelik tartışmaların toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiğini söyleyen Saçaklıdır, şunları söyledi:
“Toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadelenin hukuki zeminlerini zayıflatıyor, şiddet faillerine ceza almaksızın şiddet uygulayabileceklerine yönelik cesaret veriyor. Kadınların, kız çocukların ve LGBTİ artıların yaşam hakkı başta olmak üzere temel insan haklarına erişimlerini engelliyor. Nitekim İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından bu yana artan şiddet vakaları da bu durumu doğrular niteliktedir. Kadına yönelik şiddet sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde giderek artan toplumsal bir sorundur. Orta Doğu’da devam eden çatışma ve savaş hali dezavantajlı gruplardan olan kadın ve çocuklara yönelik hem aile içinde hem de kamusal alanda maruz kaldıkları şiddetin dozunu arttırmaktadır. Savaş halinden dolayı göçe zorlanan kadın ve çocuklar cinsel saldırı ve cinsel istismar başta olmak üzere çeşitli şiddet türlerine maruz kalmaktadır.”
‘Bölgede en az 39 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi’
Saçaklıdır’ın ardından İHD Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu Üyesi Berfin Elçi ise rapordaki verileri açıkladı. Bölgede en az 39 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiğini aktaran Elçi, en az yedi kadının intihara sürüklenerek yaşamına son verdiğini söyledi. Bölgede aile içi şiddet sonucu en az 49 kadın yaşamını yitirdiğini, en az 12 kadın yaralandığının bilgisini paylaşan Elçi, “Bölgede toplumsal alanda şiddet sonucu en az 19 kadın yaşamını yitirirken, en az 16 kadın yaralanmış, en az bir kadın ise cinsel istismara maruz kalmıştır” dedi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde biri trans olmak üzere en az 68 kadının aile içi ve toplumsal alanda gerçekleşen erkek şiddeti sonucu, yedi kadının da intihara sürüklenerek katledildiğini bildiren Elçi, bir yılda en az 114 kadının yaşam hakkı ihlal edildiğini aktardı.
Kadınların yaşam hakkının en çok ihlal edildiği illerin sırasıyla Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Van ve Gaziantep olduğunu anlatan Elçi, “En az 57 kadın en güvende hissedilen mekanda evde öldürüldü veya ölü bulundu. Kadınlar en çok baba, oğul ve evli oldukları kişiler tarafından katledildi. Kadınlar en çok boşanmak istedikleri veya bir konuda tartıştıkları için öldürüldüler. Kimi kadın uykusunda kimi kadın ise sadece su getirmediği için en yakınları tarafından öldürüldü” açıklamasında bulundu.
Kaynak: anka