Buz üstüne yazı yazmak gibi birşey, ısıya göre şekil değiştirip, sonuçta bir avuç suyun buharlaşması gibi, yükselip kaybolan yazılar, haberler.
İzmir’de orman yangını gecenin bir saati, Menderes yakınlarında tahtalı barajı üzerinden su almaya çalışırken helikopter düşüyor ve 3 mürettebat yaşamını yitiriyor, birisi aranıyor.
60 kilometre mesafede Kuşadası Altın Güvercin etkinlikleri kapsamında konser, sahnedeki sanatçının söyledikleriyle coşanlar, fotoğraflarıyla arka arkaya geliyor.
Aklıma 1985 yılında Hasan Hüseyin Korkmazgil’in sözlerini yazdığı, Ahmet Kaya’nın müziğini yaptığı o şarkı geliyor.
“Dostum dostum güzel dostum”
Son zamanlarda oldukça çok çekimlerde kullanılan dron gibi hissediyorum kendimi, o konserin haberleri mesaj kutuma düşerken, İzmir’de CHP İl kongresinden haberler düşüyor. “İzmir kongresinde yumruklar konuşuyor. Çarşaf liste blok liste tartışmasında arbede”
Haberler kutuya hızla düşüyor, “İzmir’de büyük miting, MEB Manevi Danışman projesine tepkiler sürüyor. Halk ÇEDES sloganıyla meydanlarda.
Kuşadası Belediyesinden bir haber düşüyor resimleriyle; Ömer Günel sahne alacak şarkıcı ve nişanlısıyla sohbet etti.
Birkaç gün önce telefonumun öbür ucundan seslenen ortopedik engelli Özdem Mecan’ın sesi kulaklarımda çınlıyor; “Tekerlekli sandalyemi çaldılaaar, yerlerde sürünüyorum, aramadığım yer kalmadı, evimde yiyecek birşey kalmadı”
Dostum dostum güzel dostum, ne beter çizgidir bu, ne çıldırtan denge, yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe. Ne güzel yazılmış bestelenmiş…
Kutuya haberler aynı anda düşmeye devam ediyor; Kuşadası’nda yapılan operasyonla kadın ticareti yapanlar yakalandı vs. vs… Kuşadası’nda 33 kaçak göçmen yakalandı…
Kuşadası Kusav işbirliğiyle yapılan Altın Güvercin gala gecesi yapıldı, verilen kokteylden elde kadehlerle yayınlanan komik resimler. Aynı gün içerisinde mahkeme tarafından zaman aşımı nedeniyle düşürülen Madımak davası, bir İnsanlık suçu tarihin tozlu sayfalarına kaldırılarak unutturulmaya çalışılıyor ama bizim sözde duyarlılarımız sanat için kadeh kaldırıyor. Madımakta yakılan 33 sanatçının ruhları şad olur mu?
Bir haber bir haber daha; Foça’da içme suyu arıtma tesisleri için yatırım, İzmir’de Edebiyat festivali derken Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un haberi düşüyor; “Çiftçiyi Tarlasına Küstürüyorlar”
Dostum dostum güzel dostum, bir yanımız bahar bahçe bir yanımız çığlık çığlığa…
Değişiiim değişim de sonra havayı kokla, kim güçlü ise ondan yana ol; Önceki hesaplar tutmadı, Bülent abi arkamda, abla Bakan olacak Evrim vekil ben büyükşehir’e, Genel Başkan’a anlatalım, olur mu abi, bir gülmedir tuttu beni, dün neler oluyordu, şimdi neler oluyor?
Festivaller şehri Kuşadamız’dan bir Ayhan Sicimoğlu geçti güle oynaya, geliri depremzedeler içindi. Haber Kutumuza bununla ilgili bir haber düşmedi, ne oldu ne kadar para kaldı o görkemli festivalden, ne kadar ne gitti depremzedelere?
Tabi birde ihbar hattımıza gelen ihbarlar var; Sicimoğlu’nun kaldığı, benim teknem diye tanıttığı o lüks yat aslında kiminmiş biliyormusunuz? Eh en iyi tekne arkadaşın teknesidir ya… Haaa falan yerdeki ihalede…. falan da falan vay vay vay…
Öylebir yerdeyim ki, Anam gider Allah Allah, dölüm düşmüş sokağa, dostum dostum bu ne beter çizgidir bu ne çıldırtan denge…
Anlamak zor değil, ortalama zekaya sahip herkes anlar da, alış veriş meselesi, bakıyorum da temiz kalmakta çoook zor. Heryer çamur olunca sokaklar da uzak kaldı.
Biliyoruz, başından beri biliyoruz, şöyle eski haberlerden başlayarak bu güne kadar haber kutumuza düşenleri yazsak kitap olur.
Biliyorum dudaklarınızdan o şarkının sözleri dökülecek; Yaz dostuuuum…