MEHMET GÜLTEKİN
Yurdumuzun son yirmi yılına baktığınızda kendilerine göre Stratejik konularda (her hamlelerini, daha ilerideki hamlelerin hesabı ile yaptıklarını görürsünüz.) Bunları da; Kanun, genelge , genel geçer kuralları didikleyip açık kapı buluyorlar, sonra iki satır yeni durumu belirtiyorlar. Sonrasını nasıl olsa bir şekilde hallederiz düşüncesi ile hareket ediliyor. Ama gerçekten de bir şekilde hallediliyor. Çünkü gece yarısı bir parağraf yazı, bir imza, oldu bitti maşallah. Bu Anayasa, yasa ,yönetmelik ve genelge tanımamak, vurdumduymazlık, ben yaptım oldu kafası Milli Eğitimde sınır tanımıyor.
Yıllar önce öğrenci azlığı, kadro açılmaması, Donanım
yetersizliği gibi sudan bahanelerle 4+4+4 UCUBESİ’ni hayata geçirmek için Köy Okulları kapatılmaya başlandı. Sonra Taşımalı Eğitim Saçmalığı başladı. Bu arada eşe dosta (Taşıma, Yemek, Kitap İhalesi ) döneminin altın yılları da başladı. Ķöylerimiz de Devlet görevlisi olarak İMAM’lara teslim edildi. Sonra sıra Eğitimin sınav sistemi, müfredat, sınıf geçme yönetmelikleri elden geçirildi. Tabi bu arada gelip giden her BAKAN yap – boz oynamaya devam etti
ve bu sırada Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi yıldızı yükselen bir ders olup çıktı. Öğrenci taşıyıp istek varmış gibi her mahallede İHL veya İHO açıldı.
Vee öldürücü hamleler vurmaya başladılar. MEB övünerek söz ettiği protokoller ile Bakanlığını DİB na altın tepsi ile sunuyor.
Diyanet İşleri başkanlığı protokolü ile ÇEDES Programı başlatıldı . Okullarda Din görevlisi adı altında Cemaat – Tarikat üyeleri, mollalar görevlendirildi. Ne oluyor demeye kalmadan, yeni bir Protokol ile 3 – 4 Sınıf Öğrencilerimiz Abla – Abi lere teslim ediliyor.
Tatil döneminde bu (kaynağı belirsiz) abiler, ablalar Öğrencilerimize istedikleri Din Öğretimini pompalayacaklar
ve bunlar yapılırken ne Bilimsel çalışmalar yapılıyor ? Ne okul yöneticisi ve Öğretmenlere soruluyor, nede sendikaların düşünceleri soruluyor
ve Ben de emekli bir Öğretmen olarak acaba Nerede duracaklar? diye merak ediyorum…
Bu arada her mahallede İmam Hatip Lisesi Ortaokulu açmakla, apartmanlarda Üniversite açmakla, liyakatsiz ve yeteneksiz eş, dost ve ahbap yönetimi ile çağ atlanamaz beyler. Olsa olsa ip atlar, çay içer, kek yer ve çimenlerde yuvarlanırsınız. Görünen olan bir şey var; bırakıp
gittiğinizde arkanızda bir ENKAZ bırakacaksınız.
Rahmetli Babaannem böyle durumlarda; “Oğlum, sahipsiz memlekette yağmur yağar sel olur, kar yağar yol kapanır, taş yağar İnsan öldürür” diye söylenir di… Her zaman olduğu gibi beden ve ruh sağlığımızı korumamız gerekiyor. Saygılarımla.