Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

DERİN BUHRAN VE KURTULUŞ REÇETESİ

VEDAT REÇBER 

Belediyeler bu Ülkenin kara deliğidir.
Aynen, Ülke kaynaklarını dipsiz kuyu gibi kontrolsüz, denetimsiz yutan Saray rejimi gibi.

Merkezi idare tarafından sürekli denetim altında olduğunu bildiğimiz Muhalefete ait Belediyelerde bile yasal boşluklardan ve Halkın denetiminden uzak olmalarından dolayı ortaya çıkan israfın haddi, hesabı yoktur.
Özellikle Akp’li Belediyelerdeki savurganlık, keyfilik ve Halkın parasına, Kamu kaynaklarına olan hunharca tecavüz artık Halka karşı suç, dahası artık “İnsanlık suçu” haline gelmiştir.
Görgüsüzlüğe yeni boyut kazandıran Sarayın akıl dışı Saltanat harcamalarından cesaret alan Akp’li Belediyeler hem kamuyu borç batağına sürüklemiş, hem de “İtibar” adı altında hunharca harcamalar yaparak yine bu devirde moda haline gelen görgüsüzlüğün dibine vurmuşlardır.
Ülke derin bir Buhran içinde kıvranırken, ne idarenin ne de Halkın bunlara karşı örgütlü, örgütsüz mücadelesi olmamıştır, Muhalefetin durumu zaten içler acısı, kendilerine faydası yok neredeyse.
İddiadır;  Sarayın bir yıllık harcaması, beyaz Sarayın bile On katını aşmıştır…
Demem o ki, tepeden, tırnağa Ülke bu ahlaksızlık, vicdansızlık ve sorumsuzluk yüzünden dibe vurmuştur.

Yaşadığımız durum bildiğimiz anlamda Ekonomik bir Kriz değildir.  Bir Ekonomik Buhrandır. Ekonomiden azıcık anlayanlar aradaki farkı bilirler.

Bu Buhranın Hukuk, Adalet, Eğitim, Sağlık, Güvenlik ve Ekonomi gibi, tüm alanlardaki tahribatları Akp gitse, yerine gelecek olan en iyi İktidarla, en köklü yapısal değişikliklerle bile en az 20-30 yılda düzelmesi zor gibi.
Chp,  son seçimle Belediyeler üzerinden Ülke genelinde eline geçirdiği Sosyo, Ekonomik güç olarak, bu Buhrandan en az hasarla çıkış yolu sunabilir ve genel seçimler için de umut olabilir Halka.
Bu aslında koşulların da dayattığı tarihsel bir fırsattır.

Şimdi,  elindeki bu devasa gücü , şimdiye kadar ( Birkaç Belediye hariç )  Akp’li Belediyelerden çokda farklı olmayan iş tutma biçimlerini bir kenara bırakarak,  Chp’nin ana ve asli İlkeleri doğrultusunda, Halkçı, Kamucu Belediyecilik, Sorumlu, hesap verebilir, şeffaf ve savurgan olmayan, hizmet odaklı, en önemlisi Kent yoksullukları ile mücadele eden bir  Yerel yönetim anlayışı paralelinde kullanırsa Halkın umudu olur.

Gelecek genel seçimlerde hem bugün kendisine verilen tepkisel, emanet oylara sahip çıkar,  hem de kendisine oy vermeyen ciddi orandaki seçmenin oyu alarak  büyük bir başarıyla çıkabilir.

Ülkenin yapısal sorunları var da, Chp’nin yok mu ? Elbette var.

Asıl mucizeyi yaratacak olan da bu düğümdür işte.

Örgütsel yapının yeniden gözden geçirilip çağdaş, demokratik, katılımcı ve Çoğulcı değil, Çoğunlukçu bir Demokratik anlayışla çözebilir bu düğümü.

Parti içi demokrasiyi  “amasız, fakatsız”  sonuna kadar işletir, Delegelik sistemini kaldırır,  Çoğu partiyle alakası kalmamış Üye anlamsızlığına son verip, üye sıfırlaması yapar, Sorumlu üyelik dediğimiz modeli getirirse, bütün karar mekanizmalarını bu Sorumlu Üyeler içinden  ve illa  ciddi bir parti eğitiminden geçmiş olanlardan,  Önseçimle seçerse,  yine çoğu Batı Ülkelerinde uygulanan , gerektiğinde seçileni “Geri çağırma” yöntemini yeni tüzükle kesin teminatlara bağlarsa sonucunda başarı kendiliğinden gelecektir zaten.

Partiyi Lider sultasından, yancı, yandaş veya akçeli ilişkiler ağından kurtarıp Bilim ve Bilimsel düşünceyi öncelerse ancak o zaman bu başarıyı yakalayabilir.

Yoksa bugünkü köhne ve artık Partiden öte Şirketleşmiş yapıyla Chp adına umutlu olmak mümkün değildir.

Peki bu İrade var mı, görebiliyor muyuz ?  Henüz yok, göremiyoruz.

En bisitiyle, yaşadığımız yerde bunu görebiliyoruz.  Parti neredeyse yarıya yakın Oy kaybetmiş ama Partililerimiz zaten kendilerinde olan Belediye için “Kazandık beaa” çığlıkları atıyorlar.

Ne  Oy kayıpları ile ilgili, ne de Örgüt, Örgütsel yapı ile ilgili en ufak bir endişelerinin olmadığını gözlemliyoruz hayret ve şaşkınlık içinde.

Oğlu, Kızı, akrabası, dahası aynı evden 3-5 kişi birden Belediyede çalışıyor veya bir şekilde maaş alıyorya, ya da diğer türlü “İş” ilişkileri varsa, arkadaşların “Başarı” dediği bu halin devamından başka bir şey değil çünkü.. Ülke, Parti, İdeoloji  vs zaten hakgetire bunlar için.

Bütün gerçek Partili arkadaşlarıma, dostlarıma çağrım şudur;

Önümüzdeki süreçte bu köhne, çürümüş mevcut yapılar ve bundan beslenen kadrolarla  Ülkede değişimi sağlayacak bir  başarının  olamayacağını düşünmeliler ve gereğinin yapılması için harekete geçmeliler.

Tarihsel bir fırsatı kaçırmak akıl dışılıktır, tüm sorumluluk onurlu, şerefli vatanseverlerin üzerindedir.

Gerçek değişim ve dönüşüm için herkes elini taşın altına koymak zorundadır.

Unutulmamalıdırki, nasılki Ülkeden vazgeçmemiz mümkün değilse, kurucu , kurtarıcı ve yine kurtaracak olan, Ülkenin dinamosu Chp’den vazgeçmemiz mümkün değildir.

“Chp İşgal altındadır, Chp’yi kurtarmadan Ülkeyi kurtaramazsınız” diyoruzya hep, hala tek gerçek budur ve şimdi harekete geçmenin tam da zamandır işte.

Selamlarımla..

VEDAT REÇBER