Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

 

Doğayı Sevelim, Savaşmayalım

Doğa bir bütünlükte denge üzerine, süreklilik arzeder. Eğer bu doğal döngüde, bir düzensizlik olursa, dengeye gelecek yönde hareket eder.

Diyelimki kedileri doğal dengeden kaldıralım döngüsel olarak kemirgenler ve kuş popülasyonu artar, ekinlere ve besinlere zarar verirler, aynı zamanda bulaşıcı olan veba ve kuduzda korkunç artış görülür ve ölümler artar. Ormanları yok ettiğimizde ise, erozyonlar artar yağmur yağışları azalır, tarımsal üretim azalır, kıtlık gelir. Aynı şekilde ekonominin dengesini kaybederseniz, tarımsal üretim düşer, pahalılık artar. Et ve diğer besinler korkunç pahalı hale gelirler.

Tarım alanlarını ve dere yataklarını yapılaşmaya açtığımızda, deprem ve sel olduğu durumlarda doğa dengesini sağlayacak şekilde büyük zararlar vererek binalar yıkılır ve ölümler o kadar çok artarki ülke için kaçınılmaz felaketler oluşur. Aynı şekilde, yeraltı suları sürekli ve aşırı kullanıldığında, su kaynaklari kurur ve çökerek obruklar oluşturur üretim ve yaşam riskleri artar. Hangi koşulda bakarsak bakalım doğayla inatlaşmak, bir çözüm değil, kendini cezalandırmanın en kötü yoludur.

Doğa en pahalı şekilde hatayı affetmez ödetir. Örnekleri her konuda çoğaltmak mümkündür.
Sonuç olarak, doğal döngüde sürdürüler bir yaşam isteniyorsa, mutlaka akıl ve bilim öncelikli olmalıdır. Bilim ve akıl ne emrediyorsa, o şekilde davranmalıyız.

Bilimsel olmayan yöneticiler ve yöntemler ancak, felaketler, yok oluşlar ve ölümler getirir. Bunları ülkemizde meydana gelen deprem ve sellerde ziyadesiyle gördük. Bir daha benzer kayıplar ve ölümler görmemek için, artık akıllanmanın zamanı

Saygılarımla

Prof.Dr. Yaşar Kemal Yıldız