Yarın seçim günü, Türkiye geleceğini oylayacak. Ya tek adam rejimine devam diyerek Türkiye Büyük Millet Meclisinin etkisiz kalmasını göz yumacak ve demokrasi giderek yok olacak. Ya da tek adam rejimi son verip demokrasi rejimine onay verecek.
Kısaca, 60 milyondan fazla seçmen bu doğrultuda oyunu kullanarak ya Hürriyet, ya da İstibdat diyecek. İşte bu ortamda yaklaşık yedi milyondan fazla seçmen sandığa gitmeyecek. Bu yedi milyon seçmen parti olarak tek başına seçime girse ülke barajını neredeyse iki defa geçip dördüncü parti olma yolunda ilerleyecek. Herkesin kesinlikle sandığa gidip kendi geleceğini belirlemesi gerekiyor. Bu yedi milyon seçmen de sandığa gidip kendi geleceklerini belirlemeli, işi başkalarına bırakmamalı.
Hepimizin derinden hissettiği yüksek enflasyon, kötü ekonomik ve sosyal şartlar iktidarın değişmesi ile hiç kuşkusuz hızlı ve doğru adımlar sayesinde değişmeye başlayacaktır. Türkiye ekonomisinin uçurumun kıyısından geri dönüş sürecini yeni seçilen yönetim başlatacak ve hep birlikte daha güzel günlere doğru ilerleyeceğiz. Uzun süren çöküş döneminin ardından başarının kalıcı olması da ekonomide ve diğer her alanda çökertilen devlet kurumlarının yeniden, yeni bir anlayışla diriltilmesi, yeni bir üretim ve paylaşım modelinin devreye sokulması kısa sürede gerçekleşecektir.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı sistemine geçişle hızlanan, ekonomi alanında denenmemiş uygulamalarla kalıcı hale gelen ekonomik sıkıntılar adeta bitmeyen bir döngüye girmiştir. Her alanda yapılan yanlış uygulamalar gösteriyor ki, bu kötüye gidiş asla rastlantı değildir. Bu kötü gidişe ivmelenen sarmaldan çıkış Millet İttifakı’nın ekonomideki Yıldızlar Takımı’nın göreve tam kadro gelmelerinin ardından öyle geceden sabaha gerçekleşmeyecek olsada, ekonomik ve sosyal yönden kıskaca giren halk kısa sürede nefes almaya başlayacaktır. Her yönden boğulma hissinden kurtulmamız iktidar değişimi ile başlayacak olsa da Türkiye ekonomisine verilen hasarın onarımı ne yazık ki uzun bir sürece ihtiyaç duyacaktır.
Mayıs 2023 seçimi ardından iktidara gelmesi beklenen Kemal Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı, AKP’nin uzun yıllar boyunca dış konjonktürden aldığı muazzam destekten yoksun olarak AKP’nin yarattığı çöküşten daha zorlu bir ortamda çalışmak zorunda kalacak olsa da bunun üstesinden kolaylıkla gelecektir.
Sandık başına gittiğinizde haksız alınan paraları, ötekileştirilen insanları, başta kadınlar olmak üzere insanlara yapılan hakaretleri, resmi kadrolara yerleştirilen akraba ve yandaşları, tekelleşen medyayı, ihalelerin belli kişilere verilmesini, yok olan döviz rezervlerini, tarikat ve kurslarda tacize uğrayan çocukları, öldürülen kadınları, kendi bakanlığına mal satanları, mafya ile yakın ilişkide olanları, mülakatlarda elenenleri, işsiz gençleri, göçük altında kalanları, sendikalı diye işten çıkarılanları, yer altında can veren madencileri, paramiliter örgütleri, atanamayan öğretmenleri, açıkta bekleyen mühendisleri, uyuşturucu baronlarını, Sinan Ateş’in katillerini, çocuklarla nikah kıyanları, eriyen maaşları, artan fiyatları, yenen haklarınızı unutmayın.
Bu ülkenin sorunları ortak sorunumuz. Gelin hep birlikte hakkımızı arayalım, tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimselere yedirmeyelim. Unutmayalım, bir oy senin ve milletin geleceğini değiştirir.
“Bana bir yalancı göster, sana sana bir hırsız göstereyim” (George Herbert)