Bu makaleyi dinlemek için tıklayınız.

EĞİTİM ve ÖĞRETİM

Eğitim gönüllüsü Dostlarım. Bugün Türk Milli Eğitiminde Sorunları ele almaya devam ediyoruz. Bugünkü konumuz Eğitim Politikamızda Ulusal Politika eksikliği;
Burada sadece ekonomik düzey değil, toplumsallaşma süreçleri, Cinsiyet eşitsizliği, ideolojik sorunlar,Sınıf larası güç ilişkisi gibi oldukça karışık bir dizi ilişki önemlidir. Soruna bu açıdan bakıldığında Eğitimin Toplumu hangi yöne götürdüğü daha kolay görülebilir. Ders kitapları , Öğretim Planları bilimsellikten çok uzaktadır.

Yurdumuzun Eğitim Politikasının temelinde Laik – Bilimsel eğitim anlayışından çok ,Eğitim sisteminin İktidarın Siyasal , İdeolojik hedeflerine uygun olarak, büyük ölçüde dini kurallara uygun şekilleniyor. Ayrıca Müfredat , Seçmeli dersler , Ders kitaplarının içerikleri Eğitimin içeriğini doğrudan etkiler.Egitimdeki 4+4+4 Uygulaması ile Dindar Nesil yetiştirme hedeflenmiş tir. Daha sonra hedef daha da büyütülmüş ve ; bilinçli , programlı bir şekilde Eğitim Öğretim Müfredatını 4+4+4 ile ulaşmak istedikleri uygun ve uyumlu hale getirdiler. İşte Türk Milli Eğitim Sisteminde anlaşılan ve yürütülen Ulusal Politikamız budur.
* Dinamik ve Çağdaş Politika eksikliği; Yurdumuzda 12 Eylül sonrası başlayan ve AKP iktidarı ile devam eden süreçte; adım adım Dinsel kural ve söylemlerle kuşatılmış bir Eğitim Sistemi inşa edilmiştir. Esasında Toplum ve toplumsal gelişmenin temeli olan Yaygın ve Zorunlu Eğitim, İnsanların eşitliğini, temel haklarını, ve Çocukların yararını gözetecek ,bilgi ve birikimlerine Eleştirel Düşünme becerisi kazanmasına olanak sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.Eleştirel- Sorgulayıcı Eğitim Sistemi Sorgulama temelli yapılandırıl masıdır.Ögrenen kişi; öğrendiği her bilgi ve bilgi kaynağı üzerinde Sorgulama hakkına ve bilincine sahip olmasıdır diye tanımlanır. Bu nedenlerle Yurdumuzun Eğitim Politikası ; katılımcı ve Demokratik bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir.Buna Acilen ihtiyacımız vardır. ( EgitimSen Eğitim Raporu 2021)
* Yönetim ile Birlikte hareket edememek ; Sosyal Devlet olarak eğitim alanında gelecek nesillerin sorumlulu ğunu almak zorundadır. Eğitim hakkı; insanlığın en temel haklarından birisidir. Ve sosyal Devlet bu konudaki sorumluluğundan vazgeçemez. Özellikle Coğrafi, Ekonomik dezavantajlı bölgelere, kişilere Eğitime erişmeyi sağlamak zorundadır. Ayrıca Sosyal Devletin sorumluluk üstlenmesi , Sosyal Adaleti ve fırsat eşitliğini, toplumsal birlik , dayanışma ve huzur sağlamak açısından çok önemlidir.
Tüm bunların gerçek anlamda etkili olması için de ; Eğitim Sistemi ile Yönetim Birlikte hareket etmek zorundadır.
Yoksa Eğitim Öğretim Sisteminde uzun süreli başarı elde etmek hayalden öteye geçemez.
Gençlerimizin gelecekte Ülkemizi Bilim- Teknoloji alanında katkıda bulunmalarını istiyorsak Sistem Değişikliği zorunludur.
Yurdumuz İnsanına aydınlık yarınlar diliyorum.
Saygılarımla. 05.05.2023

Mehmet GÜLTEKİN